Aziz Hayri İrdal, demişti, söylediğiniz son derece doğrudur. Bütün büyük adamların maiyetlerinde çalışanlara daima elbiselerini ve öteberilerini vermeleri bu yüzdendir. Roma imparatorları, krallar, büyük diktatörler hep kendileri gibi düşünsünler diye eşyalarını dostlarına hediye ederlerdi. Hatta Osmanlı hükümdarlarının, vezirlerinin kürk ve kaftan ihsan etmeleri bu yüzden olsa gerek. Siz, farkında olmadan tarihin büyük bir sırrını, bir çeşit psikolojik mekanizmayı keşfettiniz.
Sayfa 17 - Halit AyarcıKitabı okudu
_ Aziz Hayri İrdal, demişti, söylediğiniz son derecede doğrudur. Bütün büyük adamların maiyetlerinde çalışanlara daima elbiselerini ve öteberilerini vermeleri bu yüzdendir. Roma imparatorları, krallar, büyük diktatörler hep kendileri gibi düşünsünler diye eşyalarını dostlarına hediye ederlerdi. Hatta Osmanlı hükümdarlarının, vezirlerinin kürk ve kaftan ihsan etmeleri de bu yüzden olsa gerektir. Siz, farkında olmadan tarihin büyük bir sırrını, bir çeşit psikolojik mekanizmayı keşfettiniz!
Reklam
En iyi döneminde Endülüs, kuzey Avrupa'nın yavan, çamurlu krallıklarını paylardı. Cordoba, dünyanın en büyük şehirlerinden biri haline geldi. En mühim Hristiyan manastırlarının elinde çok az şey varken Endülüs'te, dört binden daha fazla kitaba sahip geniş bir kütüphane vardı. En büyük hükümdarı, III. Abdurrahman'ın yönetiminde,
Sayfa 219 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Oyları tıkamak ve seçmenleri korkutarak seçimde hile yapmak Roma'da da vardı ve zenginlerin çoğunlukla kontrolü elde tutmasını sağlıyordu. Cumhuriyet, kralların olmadığı bir yönetim sistemi demekti, temsili bir sistem değil. Ama Senato sürekli yeni yetenekli insanları kendine çekebiliyordu ve zenginler arasındaki fraksiyonları dengede tutabiliyordu. Oy verme sistemi ve farklı kurullar arasındaki gerginlik mutlak gücü, halkın hafızasındaki tiran kralları, uzakta tutuyordu. En etkileyici şey ise, Senato kendi geleneksel otoritesini, yeni gelenler ve hem duvarların içinde yaşayan hem de dışında çiftçilik yapan fakir halkın hakları ile dengelemişti.
Sayfa 153 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Hz. Muhammed zamanında Arabistan ülkelerindeki uyanış sırasında Yahudilerin ve Hıristiyanların etkisi olmuştur. Avrupa'nın Orta Çağın uyuşukluğundan uyanmasında yine yabancı etkisini görmekteyiz ... yabancı etki Hz. Muhammeci'i Mekke'de iktidara karşı getirmiş ve Muhammed, Arapları bir süre için uyuşukluktan uyandıran ve birleştiren bir kitle hareketine (İslamiyet) başlamıştır. Rönesans devrinde yabancı etki (Arap, Roma ve Yunan), kiliseyle anlaşması olmayan söz ustalarının ortaya çıkmasına ve aynı zamanda daha önce mevcut söz ustalarından birçoğunun Katolik idareye karşı çıkmasına yardım etmiştir. Bunun sonucunda ortaya çıkan Reformasyon Avrupa'yı uyuşukluğundan silkip uyandırmıştır. Rusya'da Avrupa'nın etkisi (Marksizm dahil),aydın sınıfla Romanof yönetimi arasındaki anlaşmayı bozmuş ve bunı ;n sonucunda doğan Bolşevik devrimi halen· geniş Moskova imparatorluğunu modernleştirmekle meşguldür. Japonya'da, yabancı etkisi, söz ustaları üzerinde olmadı. Aralarında İmparator Meiji'nin de bulunduğu eylem adamları, geri kalmış ülkelerini kısa bir zamanda düzeltmek için kutsallaştırma sanatının zorunlu bir etken olduğunu kabul ettiler ve olayların son halkası olarak bir kitle hareketi ortaya çıktı.
Hubris ve Nemesis: Bölünmüş Cumhuriyet, MÖ 449 - 367 Civarı
MÖ 6. yüzyılda Roma Etrüsk krallar tarafından yönetilen küçük bir şehirken, mensupları günümüzde arkeologlar tarafından "Hallstatt kültürü" olarak adlandırılan kendine özgü bir savaşçı aristokrasi, Orta Avrupa'da Alpler'in kuzeyinde bir grup toprağı elinde tutuyordu. Hallstatt lordları Keltçe konuşuyor, tepeler üzerine kurulmuş istihkamlarda yaşıyor ve cenaze arabaları, bronz kazanlar ve içki içilen boynuzlarla birlikte gömülüyorlardı.
Sayfa 71
Reklam
778 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.