Roma Gensi
"on gens, burada küri (curie) diye adlandırılan ve Yunan kabilesinden (fratrisinden) daha önemli kamusal görevlere sahip bulunan bir kabile oluşturuyordu. Her kürinin kendi dinsel pratikleri, tapınaklar ve rahipleri vardı; bu rahipler, toplu durumda, Romalı rahipler topluluklarından birini oluşturuyorlardı. On küri, bir aşiret meydana getiriyordu, ki başlangıçta; bu aşiret, kuşkusuz öbür Latin aşiretleri gibi, seçilmiş bir şefe -ordu komutanı ve büyük rahip- sahipti. Üç aşiretin tümü, Roma halkını, populus romanus 'u oluşturuyordu."
Öyleyse bu hayalet hikayelerini önemli bir şeymiş gibi görenler, yeterince parası varsa ve yapacak daha iyi bir işi yoksa, bunu araştırmak için bir yolculuğa çıkabilir, tıpkı Artemidorus'un * [Ephesoslu Artemidorus (M.S. ikinci yüzyıl), rüyalar üzerine eski yazarların eserlerinden bir derleme mahiyetindeki Oneirokritikos ( Düşlerin Tenkidi ) isimli ünlü bir rüya tabirinin yazarı. Kadim zamanlarda yaygın olan hurafeler, efsaneler, dini törenler hakkında kıymetli bilgiler verir.] rüya tacirlerinin incelemek için Anadoluyu dolaşması gibi. Ayrıca benzeri düşünce biçimine sahip gelecek kuşaklar ikinci bir Philostratus'un** [ Flavius Philostratus ( M.S. 170-250 ), imparatoriçe Julia Domna'nın isteği üzerine yeni Pythogarasçı bilge Tyanalı Apollonius'un Hayatını, muhtemelen Hiristiyanların etkisini kırma amacıyla yer yer hayali öğelere ve mucizevi hadiselere yer vererek Mesih'e hayli benzer bir portre çizmek suretiyle kaleme alan Romalı yazar. ] seneler sonra ortaya çıkıp , Schwedenberg'imizi yeni bir Tyanalı Apollonius'a dönüştürmesini imkansız kıldığı için kendisine müteşekkir olacaktır.
Sayfa 213 - Say Yayınları
Reklam
Tüm savaşlarda zaferi getiren şey sayı üstünlüğü ve cahil cesareti değil, yetenek ve disiplin olmuştur. Zira Roma halkının bütün dünyaya boyun eğdirmesini mümkün kılan şeyin silah taliminden, kışla disiplininden ve askeri sistemden başka bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yoksa nasıl bir avuç Romalı kalabalık Galyalılara karşı durabilirdi ki? Nasıl kısa boyuyla Cermenlerin heybetine kafa tutmaya cesaret edebilirdi?
Sayfa 29 - Kronik KitapKitabı okudu
SPARTACUS AYAKLANMASI (İ.Ö. 73-71)
Lentlus Batiatus adındaki bir editor, çoğunluğu Kelt ya da Trakyalı olan birçok köle satın almış ve bunları arenalarda döğüştürmek üzere Capua'da hapsetmişti. Bunlardan 70 kadarı kaçmayı başarmışlar ve yolda rastladıkları bir silah arabasına el koyarak silahlanmayı başarmışlardı. Bu kaçakların başında, Trakya'nın Nomad kabilelerinden gelme, cesur,
Sayfa 33 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
3.Dünya savaşı Çin'in dünyaya yaydığı salgın ihmali olabilir mi?
III. Dünya Harbi, birbirine düşman üç kıtanın harbi olacak: Asya ile Avrupa ve Amerika'nın. Avrupa, dünyanın mazlum insanlarına üç asırdan beri zulüm yapmıştır. Bugünkü Çin, bütün özellikleriyle bu zulmün çocuğudur. İki dünya harbi, Avrupa milletlerine birbirlerine yaptıkları zulmün cezasını çektirdi. Vaktiyle Kartaca'yı yerle bir yapıp, tarla haline getiren Romalı zalimler gibi, bugün de Avrupa'nın ruhunu her taraftan silip süpürmeye çalışan vahşi Amerikalı da merhametsizlikle zevkin işkencesine, işkence ile saldırmaktadır. III. Dünya Harbi, şüphesiz ki bu iki zâlim kıtaya onlarınki kadar zulümle cevap verecek olan Çin'den çıkacaktır. Her harbin gücü, devrinin tekniğiyle ölçülür ve herbirinin harabesi, tekniğinin kuvveti kadardır. Şimdi milletler, büyük denen zâlim milletler, gelecekteki harbin harabesinin büyük, pek büyük, belki dünyamız kadar büyük olması için bütün güçlerini kullanıyorlar. Bu harabe, harbden sonraki dünyamızdır.
Sayfa 226Kitabı okudu
Romalı şair Horatius'un "Bilmeye cüret et.” (Sapere alide.) sözü, bilme ve anlama eyleminin bir cüret ve cesaret işi olduğunu hatırlatır bize. Kant'ın "Aydınlanma Nedir?” makalesinin merkezine koyarak meşhur ettiği "bilme cesareti", mağaradan çıkmanın ve aydınlığa doğru adım atmanın olmazsa olmaz şartıdır. Horatius'un anlattığı bir hikâyeye göre ahmağın biri karşıdan karşıya geçmek için derenin kurumasını bekler. Bunu akılsızlık ve korkaklık olarak gören Horatius "Bir işe başlayan, henüz işin yarısındadır; bilmeye cüret/cesaret et, başla!” diyerek insanın hedefine ulaşmak için sebat etmesi gerektiğini vurgular. Derenin kurumasını beklemek sadece vakit kaybetmemize sebep olmaz, aynı zamanda kendimizi tabiat karşısında aciz ve anlamsız bir konuma mahkûm etmemizi ifade eder. Bilmeye ve bulmaya cüret etmek demek, "Hakikate ulaşmak için geri durma, işi yarım bırakma, ayağa kalk ve yürü... " demekti
Sayfa 23 - insan yayınları, 1. baskı - Nisan 2020Kitabı okudu
Reklam
29 Ekim 312 sabahı, Romalı asker Constantinus ordusunun başında Roma kapılarından içeri girdi. 40 yaşındaydı ve altı yıldır imparator tacını ele geçirebilmek için mücadele ediyordu. 24 saatten az bir süre önce, Roma tahtında oturan imparatoru, 29 yaşındaki Maxentius'u nihayet Milvia Köprüsü Savaşı'nda yenmişti. Constantinus'un adamları, düşmanları çözülüp kaçmaya başlayana kadar köprüden Roma'ya doğru savaşmışlardı. Zırhının ağırlığıyla nehir yatağının çamuruna gömülen Maxentius boğulmuştu. Hıristiyan tarihçi Lactantius, Constantinus'un adamlarının, kalkanlarında Mesih'in işaretiyle Roma'ya girdiğini anlatır; Romalı· yazar Zosimus da, Maxentius 'un suya batmış kafasını bir mızrağın ucunda gezdirdiklerini ekler. Constantinus ölü bedenini sudan çıkarttırıp, kafasını kestirmişti.
Baksen şu romalı ayyaşlara :))
Romalılar " mens sana in corpore sano demiş. *
* saglam kafa saglam vücutta bulunur.Kitabı okudu
Neden Çarmıha Germe?
Roma çarmıha germeyi bir ceza şekli olarak Perslerden aldı ve boyunduruğu altına aldığı halkların baskı altında tutulması için kullandı. Romalı yazar Cicero (MÖ 106-43) sayesinde, çarmıha germenin köleler ve Romalı olmayan vatandaşlar için, özellikle de isyana teşvik edenler ya da diğer vatan hainliği suçlarını işleyenler için kullanıldığını biliyoruz.
Sayfa 101 - Say YayınlarıKitabı okudu
Romalı şair Terentius şöyle haykırıyordu: "Bu nasıl olur? Nasıl olurda insan bir şeyi kendinden daha çok sevmeye kalkar."
Sayfa 37 - YKY Yayınları (4.baskı)Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.