Bende tarçın sende ıhlamur kokusu
Yürürüz başkentin sokaklarında
Bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi
Üstünde iki yonga: Çarşamba, bir de cuma
Ayrılık lâfları etme sevgilim
Önümüz Temmuz önümüz Ağustos nasıl olsa
#okudumbitti
#Kitapyorum
Haziran ayının 3.kitabı
Hepinize merhaba sevgili Kitap Aşıkları
Yazarın kaleminden okuduğum ikinci kitap Semerkant oldu.Afrikalı Leo'da yaşadığım hayal kırıklığı aslında elimde olan bu kitabı okumamı epey geciktirdi .
Aslında Alamut'u okumadan önce okumalıydım bu kitabı, o dönem elimde yoktu ikinci defa da keyfi olarak Alamut'u okudum
Neyse gelelim asıl konumuza ;
Semerkant kitabı dört bölüm. Ama bana göre iki kısımda değerlendirilmeli ..İlk kısım Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah'ın karşılaşması , Rubaiyat'ın yazılışı ,
Nizamülmülk ile olan ilişkiler diyebilirim ..
İkinci kısımda ise kayıp olan Rubaiyat'ın peşine düşen bir Amerikalı'nın İran'daki değişik serüveni
Açık konuşmak gerekirse ilk kısımda doruğa oluşan hazzım ikinci kısımda düşüşe geçti , eminim benimle aynı fikirde olanlar vardır .
Hasan Sabbah'ın mürit bulmak için her yolu denemesi , nizamülmülk'ün başarılı siyaseti ,Ömer Hayyam 'ın hayata bakış açısı öyle güzel anlatılmış ki o dönemi yaşıyor gibi hissettiriyor .
Rahatsızlık duyduğum kısımlardan da bahsedip yorumumu tamamlayım ;
Selçuklu hükümdarlarına bakış açısı , kitapta geçen Türkler ile ilgili olan kısımlardaki tutum beni rahatsız etti ama bu kısmı herhangi bir roman okuyorum gibi değerlendirdim ve çok takılmamaya çalıştım.
Ömer Hayyam 'ın rubaileri için de gerçekten doğru dizeler mi acaba diye düşündüm .Çünkü Hayyam 'ın dine uygun olmayan dizeleri acaba gerçekten öyle mi diye tereddüte düştüm .Tabi tarih bilgim yeterince az o yüzden bu konuda ahkam kesmek istemem .
Genel olarak çok akıcı güzel bir yolculuk yaşadım sizlere de tavsiye ederim en kısa zamanda
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 200162,2bin okunma
Kelimelerime nasıl başlayacağımı bilmediğim kitapla ilgili aslında ne söylemem gerektiğini bilmediğim bilemediğim bir kitaptı. Çok karmaşıktı ama bu karmaşıklığın içinde öyle bir güzellik vardı ki kitabı elimden bırakmak istemedim. Yazarımız çok donanımlı bir yazar kesinlikle kitabın içinde psikoloji, siyaset, mitoloji aklınıza gelebilecek her türlü konu var bu konular birbiriyle o kadar güzel bağlanmış ki hiçbir yerinde bir kopukluk bir gariplik hissetmiyorsunuz ve yazarımız bu her konuda o kadar donanımlı ki kitabı okuyup bilgi mi edindim yoksa çok güzel bir roman mı okudum bilemedim. Yazılan hikaye muhteşemdi. O kadar bilgiyi bir hikayeye öyle güzel bağlamış ki siz hep yazın ben hep okuyayım dedim. Söylediğim gibi karışıktı ama şiir gibiydi aktı gitti.
Ah Mazandaraniler siz neydiniz öyle bee Ah Kornelyus seni bulmak ve anlamak için o kadar uğraştım ki bir görünürdeki sen varsın bir de görünenin arkasındaki sen kimsin sen? Görünenin arkasında nasıl bir Kornelyussun.
Neydi Govindanın sözü Ben senim sen ben. Hepimiz biraz Kornelyus muyuz acaba görünen ardında bastırılmış duygularda yasa Kornelyus olduğu kişi miydi aslında...
Çok güzel bir kitaptı. Çok düşündüm. Çok şey öğrendim. Bilgilerin harmanlanışıyla çok güzel bir yaşama ve hikayeye tanık oldum. İyi ki okumuşum. Bir daha okur musunuz deseler kesinlikle yeniden okur yeni anlamlar çıkarır Kornelyus'u yeniden tanırdım...
Öncelikle Sabahattin Aliye olan hayranlığımı dile getirmek isterim. 41 yıllık kısa , fakat bir o kadar da zor yaşamına Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Sırça köşk ,Kuyucaklı Yusuf gibi çok önemli roman ve hikayeleri sığdırmayı başaran mükemmel bi yazar. Okuduğum her kitabın da çok farklı düşüncelere kapıldım, geçmişimi , şu anımı