"Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında."
Gururla söyleyebilirim: "Bu dünyadan bir
Ahmet Hamdi Tanpınar geçti ve ben onu okuma şerefine nail oldum." Bazı yazarlar vardır, geç tanırsın. Bazıları da vardır ki, geç tanımanın daha kötüsü: yanlış tanımak...
Geçtiğimiz yıllarda çok sevdiğim,
'sevgi' konusu hep tartışılan, derin, anlaşılmaz ve kişiden kişiye değişiyor derim... Peki 'sevgi' tam olarak nedir/neydi?
Kitap adında 'sevme' var yani 'sevmek eylemi' görüldüğü gibi; sevme, sevilme elbette 'sevgi' den geliyor. Yazarımız üç önemli unsur üzerinde duracaktır; sevme, sevilme, sevgi.. Peki 'sevgi' seven için mi geçerli yoksa sevilen
Kitaptan önce yazarın karaktersel çehresi hakkında birkaç kelam etmekte fayda buluyorum. Oscar Wilde döneminin önemli oyun yazarlarından biridir. Dorian Gray’in Portresi, roman türünde yazdığı tek kitaptır. Kitabın başlarında kültürünü empoze etme çabası gördüğünüzü düşünebilirsiniz fakat yaşadığı dönemde buna ihtiyacı yoktur. Tamamen tiyatro
Quasimodo,
Aşık olunamayan adam;
içinde yaşadığı çağ gibidir, çarpıktır, biçimsizdir, bir gözü kördür, sağırdır, sevgisizdir, ruhu karanlıktır. Uzaktan bakmak istersiniz. Acınasıdır ama sevilesi değil.Halktır.
Phoebus,
Aşık olmayan adam;
ün düşkünüdür, gösterişlidir, bencildir, kibirlidir, kan emicidir, vicdansızdır. Çekinilesi ve
Bir çocuğun anne özlemi etrafında hayatı izleyişinden nereye varabiliriz ki? Proust, Swann’ların tarafı veya Guarmantes tarafından bakarak bize ne söyleyebilir?
Aslında anlatılan hikâyelerin hangi tarafta olduğunun bir önemi yok. İnsana, davranış biçimlerine, davranışın özündeki tutarsızlıklara dair bir sorgulama izleyeceğiz birlikte. Hangi
Öncelikle Orhan Pamuk’a bu kitabı yazma cesaretinden dolayı hayranlığım daha da arttı ve sevilmemesinin, kendisine karşı oluşturulan önyargının ve karalama kampanyasının başlamasının en büyük sebeplerinden birinin kitap içindeki bazı kısımlar olduğunu belirtmek isterim. Neler var mesela bu kısımların içinde: Kur’an’a uymayan hadislere yaptığı
(Spoiler)
Dorian Gray
Okuduğum en iyi kurgu!
Bir kitabı tekrar okumakta zorlanan biri olarak bu kitabı 3 defa bitirdim. Oscar Wilde’ın tek romanı ve bence çoğu klasik romandan kurgu ve anlatım bakımından üstün.
Kitabın bu kadar akıcı olmasının en büyük sebebi içerisindeki Lord Henry karakteridir, çünkü kitap çok fazla aforizma barındırıyor ve
Tamamını okuman için biraz sabretmen gerekiyor sevgili okur. Okurken bir-iki-üç-dört-beş-altı-yedi-sekiz sabır taşı parçalaman muhtemel. Bu yazıda sana bu kitabı nasıl okumaya karar verdiğimi anlatacağım-tabii klavyem bana güç verdikçe. Sana yazı boyunca güzel sürprizlerim olacak-ama duyu organlarını sekiz açman gerek. Lafı uzatıp seni farklı
Rasim Özdenören kitapla ilgili anlaşılması zor,kapalı ama aklı başında bir şiir okuyucusu bu kitapla ilgili eleştirecek hiçbir şey bulamamıştır bugüne dek demiştir. Tabi ikilinin dostluğunu bilmeyen yok. Onu da bilmek gerek. Ama şu bir gerçek sözlerinde ne eksik var, ne de fazla.Kitap, normal bi şiir okuyucusu ya da yeni başlayan bir
Leyla Erbil “ Hiç şiir yazmıyorum artık, insanları, bu uçsuz bucaksız insanları şiire sığdırmak olası değil. Şiiri, sanatı böyle anlıyorum bu sıralar; içi insan dolu bir kuyu sanat.” Yazarın kaleminden okuduğum bu ilk eserin çok sevdim. Dili sade ve yalın keyifle okunan harika bir eser. Diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum ve böyle muhteşem bir kalemle geç tanıştığım için biraz üzgünüm.
Leyla Erbil'in kendini de kattığı "Tuhaf Bir Kadın" romanı üzerinden Toplumsal Cinsiyet anlayışına bakış açısı Nermin karakteri üzerinden farklı noktalara değinerek ele alınmıştır. Ben okurken çok keyif aldım. Naçizane tavsiye edilir. Kitapla kalın. İnsanları seviyor musun acaba sen....?*Huzur*Ve*Kitap*Eksik*Olmasın*Hayatımızdan*
Tuhaf Bir KadınLeyla Erbil · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,948 okunma
Bu kitabı ilk defa okuyacak olanlara sesleniyorum: Önsözü yırtın, ya da okumadan geçin. Kitabın sonunu anlatan önsöz mü olur ey
Cevat Çapan ? Madem ki bu kitabı okumak Oğuz Atay’ın yüzdürdüğü bir gemiyle, serüven dolu bir yolculuğa çıkmaktır, bırak da köşeyi dönünce ne olacak meraklanalım.
Benim Tehlikeli Oyunlar’ı ikinci okumam. Bazı kitaplar, ki
İçimizi kemiren yıkım, insanın iliğine işlemiş olan acımasızlıktır, tümümüz, bu zehirle can vereceğiz.
..
İnsan kör geçer yaşam yollarından. Çevremizde bulunan korkunç yoksulluğun ne kadar azını görüyoruz aslında!
Körlük, zamanı ve mekânı alt etmeye yarayan bir silahtır; varlığımız tek dayanağını duyularımızla, gerek yapıları, gerekse kapsamları
İlginç hem de çok ilginç ! Marquez’in ve Borges’İn ayak sesleri. Günümüzün edebiyat anlayışını özellikle bu çok satanların bu kadar sorumsuzca davranmasını hep yadırgamışımdır. Okurlarımız ne yazık ki bestseller furyasında, ergen aşk konuların, dini ve manevi duyguların tahribatında yazılmış kitaplar arasında hapsolmuş, ezilmiş, nefessiz kalmış