Oğuz Atay'ın " Gömleğinin tüm düğmelerini yanlış iliklemek gibidir bazı insanları sevmek. En başından beri hata yaptığını sonuna gelmeden anlayamıyorsun" dizelerinde ki gibidir aşk.
Zamanını kelebekleri kovalamakla geçirirsen senden kaçarlar ama oturup da bir bahçe ekersen kelebekler sana gelir.
Oldu da kelebekler sana gelmedi, en azından elinde güzel bir bahçe olur.
İçinde korkunç bir hınç kabarmıştı. Bu felek denen şey ne korkunç bir canavardı? Babası, ağabeyi sınır boylarında mezarsız çürüyüp giden şu şehit yavrularının bir tek mutluluğu yerin altına girerek açıkta kurda kuşa yem olmaktan kurtuluşlarıydı. Şehitlerin geride bıraktığı varlıkları bu akıbet beklemiyor muydu?
Emine Hanım, vatan hepimizin olduğu gibi onun uğrunda ölenlerin yavruları da hepimizindir. Onlardan birkaç kaşık fasulyeyi esirgersek bu memleket batar.
"Efendi, efendi"dedi." "Para mı değerli, can mı? Para her zaman bulunur ama canı nerde bulacaksın? Benim Temel'imin canı senin devlete ödediğin pis altınlardan bin kat daha değerlidir. Demek el malını verecek, biz canımızı vereceğiz öyle mi? "
Derken harp patladı. Bizi cepheye sürdüler. Bize hiçbir şey söylemediler. Yalnız, görelim sizi, dediler. Gösterin kendinizi, yiğitler! Onlar bize bu şekilde ihanet ettiler. Kalleşçe ihânet ettiler. Şimdi onlar kapılarına kapanmış, evlerinde oturuyorlar.