Rome, 14 May 1904
To love is also good, for love is hard. Love between one person and another: that is perhaps the hardest thing it is laid on us to do, the utmost, the ultimate trial and test, the work for which all other work is just preparation.
#alıntı
"Dünyanın en lüzumsuz soruları isimli bir ankette rahatlıkla, geniş geniş, hiç zorlanmadan ilk beşe girebilecek sorulardan birini meşhur Romeo ve Juliet efsanesindeki kızımız soruyor. Ah Romeo neden Rome'sun sen, kim koydu adını? Ay kim koyacak Allah'ını seversen! Dedesinin ismidir, koymuşlardır. En olmadı ebesi doğururken demiştir Romeo olsun bunun adı da. Neyini araştırıyorsun bu kadar? Konuya odaklansana. Adamın isim hikayesini öğrenince ne olacak, başın göğe mi erecek? Romeo sen ölürken bile güzelliğini sorgulasın, sen de ancak üf başka isim bulamamışlar sanki, der gibi adama surat yap."
"Deneyimlerimiz bizi bugünlere getirir; bu bilgiyle ne yapacağımız ise gelecekte kim olacağımızı belirler. "
"Bexté Romé tuneye."
Sayfa 147Kitabı okudu
“He has crossed some lives, maybe even undone someone’s life story, but then who can really know what traces they leave behind on the lives of others?”
The Christian church now functioned as “the Christian ‘state-within a state.’ ”
The word “vicar,” for example, is derived from vicarius , a title that was first used by the arch-persecutor Diocletian to identify the deputies whom he placed in charge of various provinces, and “diocese” is derived from the term that described the area under their administration. “Basilica” originally described a public building that housed the royal courts and other government offices—the word comes from “ basileus ,” the Greek word for “king”—but, significantly, it came to be associated with church architecture after Constantine deeded a basilica to the bishop of Rome for use as a church.
Böyle evlilik ritüeli nerdee:)))
Romalıların yakın ataları evliliği bir nikah orjisiyle kutlarlardı; önce kocanın bütün arkadaşları şahitlerin huzurunda, gelinle ilişkiye girerdi. Bu geleneğin istikrarlı çift olma fikrinin bilinmediği eski zamanlarda evlilikten önce gelen sözde 'serbest fahişelik' durumunun devamı olduğu düşünülmektedir. "Doğal ve fiziksel yasalar evlilik bağına yabancı, hatta karşıdır," diye yazar Otto Kiefer, 1934 tarihli Sexual Life in Ancient Rome'da. "Bundan dolayı, evlenen kadınlar kendisine saygısızlık ettikleri için Doğa Ana'mn gönlünü almalı ve başlangıçtaki iffetsizlikle evliliğin iffetini elde
edeceği serbest fahişelik dönemine girmelidir."
Sayfa 170 - AgoraKitabı okudu
Rome wasn’t built in a day, and you won’t build self-discipline overnight.
