Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ronahi

ronahi
@roniia
Böğürtlen zamanı
20 Nisan
48 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
“Sizi önce bir tas çorbaya muhtaç hâle getirecekler,sonra bir tas çorba vererek oyunuzu isteyecekler.”
Reklam
Karanlıktan çıktığımda güneşten bile hesap soracağım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Dünyanın bütün dağlarında, ormanlarında bir tek yaprağı bile bir başkasının tıpkısı olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sanıyorsunuz."
Uğruna savaşacağım hiçbir sevgiyi istemiyorum.Benim telaşsız, kendiliğinden gelen, kafa yormayan içten güzelliklere ihtiyacım var artık..
Reklam
Böğürtlenleri en çok iki kişi sever: karnında can taşıyan bir kadın ve yaralı bir özgürlük savaşçısı.. Çünkü ikisi de kanıyla bir şeyleri besliyordur Biri yeni bir hayatı diğeri Özgürlüğü..
Lüksler hiç ilgimi çekmedi.Ben basit şeyleri seviyorum;kitapları, yalnız kalmayı ya da anlayan biriyle olmayı.
"Ah Memduh Bey,ne sen ne de diğer Kürt erkekleri kadınları anlamıyorsunuz. Ne düşünüyorlar ne hissediyorlar; hiç bilmiyorsunuz."
Bir aptal daima kendisine hayran olacak daha aptal birini bulur.
"Ne yaparsan yap, pişman öleceksin. Belki yaptıklarından, belki de yapmadıklarından.
Reklam
Yağmuru seviyorum diyorsun, yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun. Güneşi seviyorum diyorsun, güneş açınca gölgeye kaçıyorsun. Rüzgarı seviyorum diyorsun, rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun.İşte, bunun için korkuyorum; Beni de sevdiğini söylüyorsun.
Her mükemmel varlığın ardında da mutlaka bir trajedi vardı. Sanki en sıradan çiçeğin açması için bile dünyanın çeşitli doğum sancıları çekmesi gerekiyordu.
Tanrı adil olmadığı için, kendi düşlerine inanan insanları bu şekilde ödüllendirdiği için ağladı.
“Öyle bir yaradılışımız var ki yalnızca tezatlardan derin bir haz alıyoruz; durumun kendisinden aldığımız haz ise çok küçük.”
Deliler de ölür ama hiç ölüler delirir mi?
Bütün yaraların en büyüğü en önemlisi, cehaletin ve karanlığın yarattığı yaralardır..
Reklam
Ne kadar da yalnızız, kimsesiziz, ölümle karşı karşıyayız,..
Devleti buluyor, çarklarında eziliyordu;dini buluyor,onun tanrılarına kurban ediliyordu.Parayı buluyordu, ilk satılan kendisi oluyordu.Ve insan, insan olduğuna pişman oluyordu.
Sayfa 182Kitabı okudu
Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakmamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü.
Hiçbir hayvan asla bir evde yaşamamalı, yatakta yatmamalı, giysi giymemeli, içki ve sigara içmemeli, paraya el sürmemeli,ticaretle uğraşmamalı. İnsan'ın bütün alışkanlıkları kötüdür. Ve en önemlisi, hiçbir hayvan kendi türünden olanlara zorbalık etmemeli...
“Artık şuna inanıyordu: Bütün sevgilerini zaten sahip oldukları çocuklara verip tüketen ana-babaların yeni çocuk yapmalarına izin verilmemeliydi. Haksızlıktı bu.”
Reklam
'Ortalık cehennem gibiydi. Sinekler içleri kırmızıyla yıkanmış bardaklara yapışıyor, sonra içine düşüp ölüyorlardı, ama bazı sineklerin ölmesi diğerlerini hiç mi hiç etkilemiyordu. Onlar neşeli uçuşlarına devam ederken sonlarının diğer sineklere benzeyeceğini düşünmüyorlardı bile. Sinekler tıpkı saraydaki soylular gibiydi.'
'Masalın nerede bittiğini, hayatın nerede başladığını fark edemiyorum. Bazen suratıma garip bakıyorlar, o zaman uyanır gibi oluyorum.'