Aslında sayfalarında çok tane dipnotu ve çok tane betimlemeleri olan kitapları anlamak benim için anlaşılması kolay kitaplar değil. Bu kitapta da çok fazla dipnot, çok fazla Notre-Dame ve Paris betimlemeri olduğu için tekrar tekrar okumak zorunda kaldım. Fakat youtubedaki bir video bana bu kitabı okumam gerektirdiğini hissettirdi. İzlediğim Notre-Dome müzikali o kadar hisliydiki yazılan kitabı merak etmemek imkansız. Burada iki farklı çevirisi var ikisinin de beğendiğim tarafları var ama zaten hiçbir yerde çevirisi olmasa bile etkisini,duygusunu çok fazla hissediyorsunuz.
youtu.be/mKr5QW7GDIgyoutu.be/MZ-9-sAaNT0
Kitabı anlamak zor ama sonu gerçekten çok üzüntülü. Belki özet geçebilirdim ama hem kiap hakkında bilgi vermemek için ( bazen bu can sıkıcı oluyor) hem de zar zor bitirdiğim için iyi bir özet yazamam gibi hissettim ve sadece izlediğim bu müzikali okuyanlara önermek istedim.
İyi okumalar ve izleyenler için iyi seyirler diliyorum.
(Hatta izleyenler bu incelemenin altına yorum bile bırakabilirler.)
Günahım, suçum, beni allak bullak eden tutkum
Beni zavallı eden,parçalayan ve utanç veren...
Bir hurma ağacına göre bir marul neyse, *Sammu-ramat'a* kıyasla bir kapıcı karısı neyse bu bahçe de Babil'in Asma Bahçelri'ne göre oydu.
**19.yyda yaşamış ve Semiramis olarak da bilinen Asur kraliçesi.**
Bundan kurtulamayınca, şarkın beynimde sürekli uğuldar olunca, ayaklarının durmadan dua kitabımın üstünde dans ettiğini görünce, hayalinin her gece rüyada yanıma süzülüverdigini hissedince, seni tekrar görmek, sana dokunmak, kim olduğunu öğrenmek, kafamdaki eşsiz görüntüne benzeyip benzemediğini görmek, rüyamı hakikatin yardımıyla engellemek istedim her halükarda yeni bir izlenimin ilkini silecegini umuyordum; zira bu ilki benim için dayanılmaz olmuştu. Seni aradım. Yeniden gördüm. Bu bir felaket oldu. Ikı kez görünce bin kez görmek istedim, hep görmek istedim.
Zira her birimiz için, aklımız, huylarımız ve davranışlarımız arasında kesintisizce gelişen ve ancak hayatın büyük çalkantılarında kırılan parallellikler vardır.