Rosenhan ve meslektaşlarının 1973'te Kaliforniya'da gerçek leştirdiği meşhur bir çalışma akla geldiğinde şüpheler azalmak yerine artıyor. Rosenhan'ın ekibindeki araştırmacıların her biri farklı akıl hastanelerine giderek birtakım sesler duyduklarından şikayet eder. Çoğu hemen hastaneye yatırılır. Araştırmacılar hastaneye yattıktan sonra, deneyin stratejisi gereği, semptomların ortadan kalktığını söyler. Ancak taburcu olmanın o kadar kolay olmadığı anlaşılmıştır. Deneyi yapanların normal olduklarını iddia etmeleri göz ardı edilir; çoğu, kendilerine bir eşya gibi davranan hemşire ve doktorlarla karşı karşıya kalır ve ancak epeyce bir süre sonra taburcu edilir. Sözgelimi hemşireler, hastanede sürekli not tutan bu sözde hastalardan birinin "kompulsifyazma davranışı" sergilediğini söylemiştir.
Evet, hastayım. Ancak siz de biliyorsunuz ki onlarca, hatta yüzlerce deli özgürce dışarıda dolaşıyor, çünkü cehaletiniz yüzünden onları sağlıklı olanlardan ayırt edemiyorsunuz. Neden ben ve bu zavallı insanlar, dışarıda dolaşanların yerine burada günah keçisi gibi oturmak zorunda? Siz, sağlık memuru, idare amiri ve bütün hastane güruhunuz; ahlaki bakımdan hepimizden ölçülemeyecek derecede aşağı konumdasınız. Neden burada oturan siz değilsiniz de biziz? Mantık bunun neresinde?
Hücreden Kaçanlar...
San ki akıl sağlığını yitirdin,
Simsiyah bir ordu çepherdi
Beyninin hücre duvarlarini,
O an sana soruldu
"Ne hissediyorsun?"
Hiç bir sey dusunemeyen sen
Koskocaman bir hiçlik içinde sadece
Boş, boşluk diye sesler işittiğini soylediğinde neler olur
Bir düşün.
Böyle bir durumda olduğun yerde
Öylece durumun geçmesini mi beklersin, yoksa kendine deli damgasi vurulmasini mi beklersin?
San ki, büyük bir odadasin bazi anlar
Halissinasyonlar görüyorsun ve bunlari en yakinina anlattiginda seninle dalga geçiyor
Gördüklerinle ve duyduklarinla artık başbaşasin evet, bütün bu söylediklerim sana ne kadar garip, enteresan ve korkunç gelse de
Tüm bunlari yaşanmiş ve olmuş say.
Çünkü kendini bir hücreye kapattirmak için ancak akıl sağliğini yitirmen gerekir
Ve biliyor musunuz bunun adına da Rosenhan deneyi deniyor
Evet Deliler Arasinda Akıllı olmak adlı okuduğum kitaptan bahsediyorum onunla ilgili düşüncelerim şimdilik bu kadardi
Bir başka sayfada görüşmek üzere... Kitapla kalın
Birisinin akıl hastası olduğuna nasıl karar veririz? Bu soruyu düşündüğümde aklıma ilk olarak Rosenhan deneyi geliyor. Akıl hastasını normal diye nitelendirdiğimiz birinden nasıl ayırt edebiliriz, bunu bir ölçütü var mıdır ya da iyileşen kişiler gerçekten iyileşmişler midir?
Geç tanıştığım ama üzerimde harika etkiler bırakan Çehov bu hikayesinde
İlginç bir sorunun cevabını arayan Stanford Üniversitesi’nden psikolog David Rosenhan bu deneyde, birinin gerçekten akıl hastası olup olmadığını cidden anlıyor muyuz, merak etmiş ve öğrenmek için deli taklidi yaparak, kendisini hastaneye yatırmalarını sağlamış. Üstelik bunu yalnızca kendisi de yapmamış. 7 arkadaşına daha nasıl yapmaları gerektiğini öğretip ardından onların da aynı şeyi yapmasını istemiş. Ve bu eylemleri tarihe Rosenhan Deneyi (Rosenhan Study) olarak geçmiş.
Tamamı için👇🏻
kultursanatduvari.com/rosenhan-deneyi...
Birçok insan, normal ve normaldışı davranışların kesin bir sınırla ayrıldığı ve bir yanda normal kişiler, diğer yanda da hasta kişiler olduğu sanısındadır
Rosenhan Deneyi, Psikiyatrik tanıların ne kadar muğlak olduğuna dair güzel bir çalışma. Tanılar bir nevi burç yorumlama gibi oluyor. Sistem bireye bir tanı koyuyor, birey de bu tanılar üzerinden kendini damgalıyor... "Bak benim bu tanım var o yüzden böyle yaptım." Tanılar bizim sorumluluğumuzu üstlenen yeni ilahlarımız, kader ortaklarımız... Aşırı tanımlama için Joel Paris'in kitaplarına bakabilir. Not: Gerçekten psikiyatrik hastalar vardır ama o ayrı bir sorun/konudur.
-Çağrı ÖZPOLAT, 23.06.2022
David Rosenhan, akıl hastanesi üzerine yapmış olduğu deneyin kendisi de, sonrasında yaptığı açıklama da bu kitap için yeterli bir inceleme niteliğinde diye düşünüyorum.
''Psikiyatri hastanelerinde akıllı ile akıl hastasını ayırt edemediğimiz aşikâr. Akıl sağlığı tamamen yerinde olduğu düşünülen 19 kişiyi ne yapacağız? Bu kanıya varan hastane personeline nasıl güveneceğiz? Bunu asla bilemeyeceğiz. Ama kesin olan bir şey var. Bu tip çok ama çok ciddi hatalara bu kadar kolay düşebilen bir sisteme güvenemeyiz.''
Rosenhan Deneyi : youtube.com/watch?v=IVsUQKz...
Konu Üzerine Film Önerisi : Guguk Kuşu.
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Can Yayınları · 202069,4bin okunma
Zeki Bayraktar'ın büyük bir emek ve çabasıyla vücut bulmuş değerli kitabı "İnterseks-Hermafrodit ve Eşcinsel"in değerlendirme yazısı ile karşınızdayım.
Öncelikle söylemem gerek: Artık farklı olmak daha değerli olmak gibi algılanıyor. Bundan dolayı da sadece davranış değil, her alanda olabildiğince kendini standartın dışında bir yerde
Rosenhan Deneyi Neyi İspatladı?
Bu deney, psikoloji/psikiyatrinin nasıl bir disiplin olduğunu gösteren çok önemli bir araştırmadır. Psikoloji tarihinin en çarpıcı deneylerinden biri olan ve psikiyatri câmiâsını tarumar eden bu deney, 1969-1972 yılları arasında David Rosenhan adındaki Amerikalı bir psikiyatrist tarafından yapılmıştır.
Rosenhan;
.
Deneyin adı "tımarhanede akıllı olmak" idi.
rosenhan, farklı ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinden tamamen sağlıklı olduklarına dair rapor almış olan 5’i erkek üçü kadın 8 kişi seçti. bu kişiler arasında 3 psikolog, bir çocuk doktoru, bir psikiyatrist, bir ressam ve bir de ev kadını vardı. her katılımcı farklı bir akıl
"Kısacası, iki kutuplu (normal-anormal) olan psikiyatri makinesi iki kutup arasında ayrım yapmaz...
...Anlatılan deneyde tek aldanmayanlar, hastalar arasına sızan akıllıları tanıyabilecek olanlar sadece hastaların kendileriydi. Bu şunu kanıtlar ki, tedavi personelinin "hatas"sı, yanılgılı bir algının sonuçlarına bağlı değildir. Ve delilerin (sadece onların) bizlerden farklılıklarının bilincinde olduklarını kabul ederek belki de en eski inançlarımızı tersine çevirmeniz gerekir. Sadece onlar bu farklılığa hakim olacaktır; onlar üzerinde denetim kurma ve kendi iktidarımızı onlara dayatma acelemiz buradan kaynaklanır."