Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
jean jacques rousseau'dan
"Bu hayat nedir? Ruhun yapısında ölmezlik var mıdır? Bunları bilmiyorum. Benim sınırlı olan aklım (anlık), sonsuz şeyleri anlamaktan âcizdir; sonsuz olan her şey benden uzaklaşır. Neyi inkar edebilir, neyi tasdik edebilirim? Anlamaktan aciz olduğum şey hakkında nasıl muhakeme yürütebilirim?
Sayfa 130Kitabı okudu
Jean-Jacques Rousseau
- Ne yaptıgınızın farkında mısınız siz? Zavallı bir çocuga yaptıgınız nedir? Barbarlıktır bu, düpedüz barbarlık! Hasta, zayıf bünyeli, hayale düşkün, ürkek yaradılışlı bir kızı bü­ tün gece yalnız başına karanlık odada bırakıyorsunuz. Bu onu öldürmek demektir! Başından geçenleri bilmiyorsunuz sanki! Barbarlık, canavarlık bu yaptıgınız, duyuyor musunuz! Hem ne biçim bir cezadır bu? Kim çıkardı bu cezayı? Zavallı Madam Leotard aglayarak her şeyi anlatmaya baş­ladı. Kızı Moskova'dan geldiği için beni orada unuttuğunu, kısa süreli olursa böyle bir cezanın çok yararlı bir terbiye yolu olduğunu, Jean-Jacques Rousseau'nun bile bu görüşü savunduğunu söyledi. - Jean-Jacques Rousseau mu dediniz madam? Şunu bilin ki, Jean-Jacq ues Rousseau bu konuda söz sahibi olamaz. Hakkı yoktur çocuk terbiyesinden söz etmeye. Öz çocuklarına sahip çıkmamış bir insandı o, madam! Kötü bir insandı Jean-Jacques Rousseau, madam! - Jean-Jacques Rousseau mu? Jean-Jacques Rousseau kö­tü insandır ha! Prens! Prens! Ne diyorsunuz siz? Madam le otard'ın yüzü kıpkırmızı olmuştu. lyi yürekli, duygulu bir kadındı. Olur olmaz şeylerden de alınmazdı. Ama sevdigi kimselere dil uzatıldı mı, Corneille, Racine gibi yazarların klasik degerierine gölge düşürüldü mü, Voltaire'e hakaret edildi mi, Jean-Jacques Rousseau için kötü insan denildi mi, dayanamazdı. Ağlıyordu kadıncağız, heyecandan titriyordu. - Ağzıızdan çıkanı kulagınız duyuyor mu sizin prens? Prens fazla ileri gittigini anlamakta gecikmedi, özür diledi yaşlı kadından.
Sayfa 118 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her çeşit adalet Tanrı'dan gelir, kaynağı yalnız Tanrı'dır; ama biz adaleti bu denli yücelerden almasını bilseydik ne hükümete, ne de yasalara gereksinim duyardık.
Schiller, Rousseau'yu çağrıştırır şekilde şunları yazdı; Uygarlık bizi özgürleştirmek şöyle dursun, aslında içimizde geliştirdiği her güçle bazı yeni ihtiyaçlar yaratır. Fiziksel olanın prangaları giderek daha korkutucu bir şekilde sıkılaşmaya başlar, öyle ki sahip olduğumuzu kaybetme korkusu, gelişmeye yönelik en ateşli dürtüleri bile sürdürür ve pasif itaat ilkesi yaşamdaki en üstün erdem olarak kabul edilir.
Sayfa 133Kitabı okudu
Her çeşit adalet Tanrı'dan gelir, kaynağı yalnız Tanrı'dır; ama biz adaleti bu denli yücelerden almasını bilseydik ne hükümete ne de yasalara gereksinim duyardık.
Sayfa 46
640 öğeden 421 ile 430 arasındakiler gösteriliyor.