Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allâh ona cenneti harâm kılar onun varacağı yer ateştir.
Onlar, "Biz Allah'ı birleyenleriz (muvahhidleriz), bizler Allah'tan başka kimsenin fayda ve zarar veremeyeceğini biliyoruz. Salihler de fayda ve zarar veremezler" dedikleri zaman, onların kafirlerin tevhidinden Rubübiyyet Tevhidi'nden başka bir tevhid bilmediklerini öğrenmiş ve Allah'ın senin üzerindeki ni'metinin büyüklüğünü anlamış olursun. Özellikle de Allah'a yöneldiği halde tevhîdi bilmeyen veya tevhidi bilip de amel etmeyen kimsenin, insanların en çok ibadet edeni olsa bile ateşte ebedi kalacağını tahkik ettiğin zaman. Nitekim Allahu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "...Kim Allah'a şirk koşarsa muhakkak ki Allâh ona cenneti harâm kılar, onun varacağı yer ateştir. Zulmedenlerin yardımcıları da yoktur." (el-Ma'ide 5/72) Allah'ın çokça salât ve selâmı nebîmiz Muhammed'in, âlinin ve ashābının üzerine olsun! (Ámîn!)
Şunu iyi bilmek gerekir ki sadece Rububiyyet Tevhidini (Allâh'u Teâlâ'nın mahlûkatı yarattığına, öldürdüğüne ve fiillerinde tek olduğuna inanmaktır.) kabul eden bir kişi müslüman olmuş sayılmaz, malını ve canını da kurtarmaz, bununla birlikte Uluhiyyet Tevhidini (Buna ibadet tevhidi denir. Bu, ibadette Allâh'ı (cc) birlemektir. Makamı ve derecesi ne kadar yüksek olursa olsun, Allah'tan (cc) başka hiç kimse ibadete layık değildir.) de sağlamadığı taktirde ahirette cehennem azabından kurtulamaz...
Reklam
Tevhidin Çeşitleri a) Rububiyyette Tevhit Allah Teala'nın yegâne yaratıcı kabul edilmesine tevhid i rububiyyet denir. Bu tür tevhidin özü O'nun hakkında düşünülmesi gereken bütün yetkinlik sıfatlarına inanmak, zatını bütün noksanlıklardan uzak tutmak ve her hangi bir varlığı ilâhlık mertebesine yükseltmemekten ibarettir. İhlas sûresi bu tür tevhidin en özlü ifadesidir. "De ki: O Allah bir tektir. Allah her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaçtır. Doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O'na denk değildir. Bu sebeple süreye "tevhit sûresi" de denilmiştir. b) Ulahiyyette Tevhit Tevhidin bu türü Cenab-ı Hakk'in tapılmaya ve mutlak olarak itaat edilmeye layık yegâne varlık olduğunu ka- bul etmekten ibarettir. Kâfirûn süresi ulühiyyette tevhidi açıklar: "De ki: Ey inkârcilar! Ben sizin taptıklarınıza tapmam. Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz. Ben sizin taptığınıza asla tapacak değilim. Evet, siz de benim taptığıma tapmayacaksınız. Sizin dininiz size, benim dinim de bana aittir."
Rububiyyet Tevhidi...
Rububiyyet Tevhidi; Yüce Allah'ı rububiyetinde (yani Rabb olması, yaratması, yetiştirmesi ve imkan vermesi bakımından) birlemekdir. Rasulullah (sav) dönemindeki müşrikler tevhidin bu türünü kabul ediyorlardı. Fakat tevhidin bu çeşidini kabul etmeleri, onların İslam'a girmeleri için yeterli değildi. İşte bu yüzden Rasulullah (sav), döneminin müşrikleriyle savaşmış, onların canlarını ve mallarını helal kabul etmiştir. Tevhidin bu türü, Allah'ı fiillerinde birlemektir. Bunun delili yüce Allah'ın şu ayetleridir: "De ki: "Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Ya da kulak ve gözlere sahip bulunan kimdir? Ölüden diriyi çıkaran ve diriden ölüyü çıkaran, her türlü işi düzene koyan kimdir? "Allah'tır" diyecekler. "Öyle ise (ona karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?" de." (Yunus: 10/31)
Tevhid'in Çeşitleri: 1 - Rububiyyet Tevhidi 2 - Uluhiyyet Tevhidi 3 - İsim ve sıfat Tevhidi
Uluhiyyet Tevhidi...
Ulûhiyyet tevhidi, rububiyyet tevhidini kapsamaktadır; bunun tersi ise söz konusu değildir. Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Öy­leyse sen yüzünü bir hanif olarak dine, Allah’ın fıtratına çevir ki insan­ları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.”7 (Rum, 30)
Sayfa 17 - Küresel Kitap - (7)Akidetu’t Tahavi Şerhi, 81
Reklam
1 - RUBUBİYYET TEVHİDİ: Allah-u Teâlâ’nın bu kâinatı tek başına yarattığına, yarattıklarının sahibi olduğuna, hükmünde takipçisi olmadığına; dirilten, yaşatan ve öldüren olduğuna; bütün canlıların rızıklandırıcısı, her şeyin yöneticisi olduğuna; Allah’tan başka hiç kimsenin ve hiçbir şeyin ne kendi nefsine ne de başkasına O’nun izni ve dilemesi olmadıkça zarar ve fayda vermeyeceğine, dualara yalnızca O’nun icabet edeceğine inanmaktır. Allah’ın kaza ve kaderine inanmak da bu tevhidin kapsamına girer. Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: “Rabbiniz; gökleri ve yeri altı günde yaratan ve sonra arşa istiva eden, gündüzü durmadan kovalayan gece ile bürüyen, güneşi, ayı, yıldızları hepsini buyruğuna baş eğdirerek yaratan Allah’tır. Bilin ki; yaratma da emir de O’nun hakkıdır. Âlemlerin Rabbi olan Allah yücedir.” (A’raf: 54) “Andolsun ki onlara: “Gökleri ve yeri yaratan, güneşi, ayı buyruğu altında tutan kimdir?” diye sorsan, şüphesiz Allah’tır derler. Öyleyse niçin (aldatılıp) döndürülüyorlar? Andolsun ki onlara: “Gökten su indirip onunla ölümünden sonra yeri dirilten kimdir?” diye sorsan, şüphesiz “Allah’tır” derler. De ki: “Hamd Allah’a aittir.” Fakat çoğu bunu akletmezler.” (Ankebut: 61–63) ·
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.