Cemal Süreya ,Tomris’in ısrarıyla artık takım elbiseden kurtulmuş, rahat giysili bir adam olmuş .
1966 sonu 67 başı; dergide de, özel hayatlarında da yol ayrımına gelirler. Tomris, Turgut Uyar’la evlenir, Ankara’ya gider. Papirüs’ü desteklemeyi oradan sürdürür. Cemal Süreya’nın yolu Ankara’ya düştüğünde onları ziyaret eder ama beraberlikleri sırasında birlikte oldukları mekanlara, Beyoğlu’ndaki kahvelere, lokantalara adım atmaz.Onun bu ruh halini Tomris Uyar şöyle anlatıyor.
“Beni bıraktı ama rahat edemedi. Ona göre bana sahip olunamazdı. Senden ayrıldığım anda, senin hakkında, hikayen hakkında sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söylemeyeceğim, benim ağzımdan kimse duymayacak, dedi ve doğrusu hiç yazmadı.”
Tomris Uyar’ın Turgut Uyar ile evlenmesine yol açacak kadar yakınlaşmasının nedeni de şiir kuşkusuz:
“1966 yılında ben zaten Cemal Süreya’dan ayrılmak üzereydim. O da eşinden ayrılmıştı. İstanbul’a gelmişti çocuklarıyla. Burada tanıştık. Asıl tanışmamız herhalde o, çünkü o zaman daha bir yakın oturup konuşma fırsatını bulduk ve mektuplaşmaya başladık. Bu mektuplar önce sadece şiir üzerine mektuplardı.
Hâlâ duruyor bende. Genellikle onun şiir üzerine düşünceleri, benim onun şiirleri üzerine düşüncelerim…