#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
“Ruh dediğin şey nedir?” “O... bilmiyorum... Yaşam gücü, bize hayat veren öz.” Yaşlı matematikçi bir süre oğluna baktı. “Thomas,” dedi, “Bana bak. Ne görüyorsun?” “Seni görüyorum, Baba.” “Bir vücut görüyorsun.” "Evet" Evet.” “Benim vücudumu. Bunu sanki benim kitabım, benim ayakkabım, benim kalemim der gibi söylüyorum. Tıpkı bu şekilde benim vücudum diyorum. Bana ait olan, benim sahip olduğum bir şey.” Manuel, elini göğsüne getirdi. “Fakat eğer bu vücudun benim olduğunu söylüyorsam, o zaman aynı zamanda benim bu vücut olmadığımı da söylüyor oluyorum. Vücut bana ait ama o ben değil. Öyleyse ben neyim?” şakağına vurdu. "Ben düşüncelerim, tecrübelerim ve duygularımdan ibaretim. İşte ben buyum. Ben bir bilincim. Şimdi şöyle düşün: Benim bilincim, ben olan bu şey, benim ruhum mu?”
Reklam
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
...bugünün kurunda bir insan ruhunun değeri nedir,...
Zaten bana göre ruh, bugün, her şey gibi, maldan başka bir şey değildir. Alırsın, satarsın, hem de öyle yüksek fiyata değil. Belki de hep öyleydi. Bir kitapta okumuştum, yüzlerce yıl önce biri demiş ki, insan ruhu dediğin bir lokma ekmektir. Ne dersiniz, o zamanlarda ekmek çok mu pahalıydı acaba?
Biraz tebessüm
:) İnsan görmediği ve sesini duymadığı bir şeye inanabilir mi? Görünmeyen ve duyulmayan bir şey var olabilir mi? Hilâl yeniden ayağa fırlamıştı: - Olabilir efendim!.. Öğretmen, bu son derece çalışkan ve zeki talebesi karşısında zor duruma düşmekten çekiniyordu. Sert bir dille bağırarak: - Müsade almadan, parmak kaldırmadan konuşma
Sayfa 167Kitabı okudu
Birikimli ve Aydın kişiler olmanız sizin için bir imtiyaz ve ayrıcalık gerekçesi olamaz. Hakimiyet, şan şöhret ve kaygısız, refah dolu bir hayata sahip olma hakkı da vermez. Aydın olmak sizler için bir vazife, ifa etmeniz gereken bir hizmettir. Sizin göreviniz bir mum gibi yanarak, halk aydınlatmaktır. Mumu yaptıktan sonra fanus altında tutmazlar,
Sayfa 148
Reklam
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.