Enes TEKÇE~AĞLAMA
Bütün yolların vazgeçilmez yönü, hüznün Kâbe’si Roza,
Gün sayıyor, gözyaşımızdan içmek için Julya.
Hak ettin mi, etmedin mi? Bilmiyorum inan,
Bir çocuğun saf sevgisi gibi ettim sana iman.
Biliyorum, sen, sevmelerin en güzeliyle sevdin,
Sensin yeryüzünde özenle baş eğdiğim din.
Ne zor imtihanmış, yaşamak ayrılık ateşinde seni,
İçime taht kurmuş ayrılığın zalim yeni.
Kıskandıkça sustum, sustukça yandım ateşinden,
Medet umdum dinin, aklı kıt keşinden.
Kendimi affetmeyeceğim, kefaretine yeter mi acının?
Affet, ben senin, o, en eşsiz sancınım.
Biliyorum, değişmeyen acının kefareti olmaz,
Gül dediğin gönülde bir ömür solmaz.
Yakıyor bir yanımı güneşin, o, yakıcı yüzü,
Andırıyor diğer yarım, karanlık ve soğuk güzü.
Mademki diyorsun, bu kuyuyu biz kazdık,
Gel, yeniden sızalım, dayanamıyorum artık.
Suçlamıyorum seni, ama bana kulak tıkadın,
Neden gözyaşımı en yakınımdayken duymadın?
Dayanmaz narin bedenim, nasıl diyeyim sana, gidiyorum ben?
Hem nasıl yaşarım gözlerimin önünde kayboluyorken sen?
Geçti, olarak düşünürsen hep geçmiş olacak,
Bize, bizden başkasının yardımı olmayacak.
Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum, saatler sendeyken Roza!
Bana ‘Neden’ deme, bir günlük yaşam için doğar birçok koza.
-Ağlama...!
-Ağlarım…!
-Ben de…!
-