Evin evim , yüreğin yüreğim, bedenim bedenin , senin şu cismim. Ruhum ve bedenim alabildiğin kadarıyla senin , alamadığın hiç kimsenin , yani benim. Ben bana yeterim senin yetmediğin yerde, onarırım kendi ellerimle kalbimi , kendi ellerimle severim kendi yüreğimi. Kendime sultan kendime tebaa olurum , sen efendim olmazsan kendime köle olurum.
Sayfa 65 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Kafamın karışıklığını ve ruhumun sıkıntısını bilmeyenin tahmin edebileceğinden çok daha çabuk gelecekti o zaman. Ve gelip geçtiği, bedenim ve kemiklerim çürüdüğü, ruhum ebedi istirahatgâhına çekildiği zaman, insanlar benim yaşadıklarımı merak edecek, böyle şeyler nasıl olur diye düşünerek titreyecek, ürperecek, titreyerek düşünecekler..”
Sayfa 144 - Olympıa yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ruhum mezardayken bedenim yaşamış, ne yapayım?
Dinle genç kız, senle tanışmadan önce mutluydum. …Evet, mutluydum, en azından öyle sanıyordum. Temiz bir insandım, ruhum berrak bir aydınlıkla doluydu. Hiç kimse başını benim kadar gururla ve ışıklar saçarak kaldıramazdı. Papazlar iffetlilik, bilginler bilim konusunda bana danışırlardı. Evet, bilim benim herşeyimdi, o kız kardeşimdi ve bir kız kardeş bana yetiyordu. Yaşım ilerledikçe aklıma başka düşünceler gelmeye başladı. Bir kadın yanımdan geçtiğinde birçok kez tüm bedenim sarsıldı. Delişmen bir yeniyetme olarak hayatım boyunca üstesinden geleceğimi sandığım erkek cinselliğinin ve kanının gücü, benim gibi bir sefili mihrabın soğuk taşlarına bağlayan o demirden iman zincirini şiddetle koparmaya çalışmıştı. Ama oruçlar, dualar, bilimsel çalışmalar, manastırın çileleri ruhumun bedenime yeniden hakim olmasını sağladı. Zaten zihnimdeki manevi bulutların bilimin heybeti karşısında dağılıp gitmesi için bir kitabın sayfalarını açmam yeterliydi.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.