Zaman zaman, elbette, sözcüklerin dili kararır ve hiç olmazsa görünüşte çözülmez oluverir ve işte o zaman, acısını aktarmak isteyip de sessizce çığlık atan bedeni­mizin sunduğu dilden başka bir dille diyalog kurmamız müm­kün olmaz.
Sayfa 202 - Yapı Kredi Yayınları, 2. baskı: İstanbul, Şubat 2014, Çeviren: Meryem Mine Çilingiroğlu
Bekliyorsun. Ruhun enerjiyi bir yere akıtarak dirilmek istiyor; olası mı bu? Neye, kime akıtacaksın onu, kimi ortak edeceksin duygularına? Sana, senin eziyetine kim katlanabilir? Yalnızlığı kabul edemedin mi? Dostun kimdi senin? Bekliyorsun, sürekli bekleyişleri art arda ekliyorsun; seni seyrediyorum ve ses etmiyorum çünkü bekleyişin süslü bir imparatorluğu vardır. Umut silinene kadar güçlü bir direnişle dikilirsin tahtında. Sonra düşüş başlar. Başladığın yere dönüş. Kara anaforu bulma isteğiyle delice labirentlerinde acının dört dönmektir dönüş yeniden başlamak üzere düşüşe. Bir ömrün bekleyiş eziyeti içinde kıvranabilmek uğruna başa dönüşün bekleyişi ile geçmesini düşünebiliyor musun? Bu acı arayıştan kim kurtarabilir insanı? Sevgili mi? Dost mu? Kardeş mi? Boş inanç mı? Ülkü mü?
Sayfa 9 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yanlızlıktan Ölmek
Geçenlerde yolda bir adamla karşılaştım. Bana "Rahibe Terasa mısın ?" diye sordu Ona , evet karşılığını verdim." Lütfen, evime birilerini gönder. Eşim zihinsel olarak rahatsız , ben de yarı yarıya kör sayılırım. Bir insan sesinin sevgi dolu tınısına hasret kaldık!" dedi . Varlıklıydılar . Evlerinde hiçbir eksik yoktu. Bununla birlikte, yanlızlıktan ölüyorlardı , dost bir ses duyma arzusuyla ölüyorlardı. Evimizin yanıbaşında onların durumunda bulunan birilerinin olup olmadığını nereden biliyoruz? Onların kim olduklarını ,nerede bulunduklarını biliyor muyuz? Onları bulalım ve bulduğumuz zaman da, sevelim. Onları sevdiğimiz de, onlara hizmet etmiş oluruz.
Sayfa 113Kitabı okudu
Yüzler ve bakışlar, bizi insan kalbinin uçurumlarına; beden acısına ve ruh acısına, kaygıya ve hüzne, huzursuzluğa ve tutkuya, zaman zaman sevince ve umutsuzluğa, tebessüme ve gözyaşlarına, bekleyişe ve umuda kaptırır.
"İncinme değil bu Öfke değil Ah! değil. Ötesi, çok ötesi, Tam bir yürek çöküntüsü Ruhun taşa dönmesi Aklın büyük yalnızlığı. İnsana olan inancını yitirme." Şükrü Erbaş
"Gözyaşları iyileşmenin ilk işaretidir. ('Ağlamak; görmenin, kavramanın, konuşmanın, aynı zamanda da sevmenin bir başka yoludur.')"
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.