Rukiye

Rukiye
@rukiyetolcu
Önemli olan tek şey listeydi. Bir insanın tek karşılığı taşıdığı numaraydı. İnsan kelimenin tam anlamıyla numaraya dönüşmüştü: Ölü ya da diri olması önemli değildi; "numaranın" yaşamı tamamen konu dışıydı. Numaranın arkasındakiler çok daha önemsizdi: Bir insanın kaderi, geçmişi, ismi...
Sayfa 64
Reklam
İnsanın kişiliği, benimsediği tüm değerleri tehdit eden ve onu şüpheye düşüren bir zihinsel karmaşaya sürüklenmesine neden olan bir noktaya sürüklenebiliyordu.
Sayfa 61
"Et lux in tenebris lucet" (Ve karanlıkta bir ışık parladı).
Sayfa 53

Reader Follow Recommendations

See All
Perişan haldeki çamur barakalarımız keskin bir tezatlık oluştururken, çamurlu topraktaki su birikintileri gökyüzünün renklerini yansıtıyordu. Birkaç dakikalık sessizliğin ardından bir tutsak diğerine "Dünya ne kadar güzel olabiliyor!" dedi.
Sayfa 52
Sevgi fiziksel bir varlık olarak, sevilen kişiden çok daha öteye gidiyordu. En derin anlamını tinsel varlıkta, iç benlikte buluyordu. Onun gerçekten var olup olmadığı, yaşayıp yaşamadığı önemini bir ölçüde yitiriyordu.
Sayfa 51
Reklam
Anormal duruma anormal bir tepki normal davranıştır.
Sayfa 33
Rukiye tekrar paylaştı.
Normallik fikir birliğinden başka bir şey değildir. Yani, çoğunluk bir şeyin doğru olduğunu düşünür, dolayısıyla o şey doğru -normal- olur.
Karşına çıkan bir eylem, düşünce ya da ifadeye dikkatini ver. Bugün iyi olabilecekken, yarın iyi olmayı yeğlersen haklı olarak azap çekersin.
Sayfa 81
Seyir Tesellisi
Başımızdaki musibete benlik penceresinden baktığımızda onun adı gam, tasa ve kederdir. Ancak başka bir insanın gözünden kendi musibetimize baktığımızda onun adı nasihat ve ibrettir. Melekler gözüyle baktığımızda yaşadıklarımız bir zikir, Rabbimiz açısından düşündüğümüzdeyse bu ancak bir tecellidir. Merkezden uzaklaşıldıkça başımıza gelenler bir felaket olmaktan çıkıp, bir hizmet ve bir ödül olmaya doğru yol almaktadır.
Sayfa 55
Seyir Tesellisi
Filozof Max Stirner, Eğitimimizin Sahte İlkesi adlı denemesinde kullandığı 'kafadaki tekerlek' metaforuyla günümüzdeki eğitim tarzını eleştirir. Modern eğitimin kafada bir tekerlek olduğunu ve insanların otoriteye boyun eğmesi için eğitimin kullanıldığını ifade eder. Eğitimin insanda yapacağı etki, bilgide seçme eylemini sağlamak olmalıdır ona göre. Stirner, bu noktadan yola çıkarak 'bireye sahip olan düşünce' ve 'düşünceye sahip olan birey' ayrımını ortaya koyar. 'Düşünceye sahip olan birey' düşüncesine hâkimdir ve iradesiyle seçer düşüncelerini. Ancak 'bireye sahip olan düşünce' söz konusu olduğunda, kişi tutsaktır ve kendisine hükmeden düşüncelerin etkisinden kurtulup özgürce hareket edemez.
Sayfa 52
Reklam
Seyir Tesellisi
"En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak... Fakat bir içim var var mıydı? Hatta ben var mıydım?" diyen Tanpınar çözümü ne düşünmekte ne de içine kapanmakta bulamadığını itiraf ediyordu. Çünkü çözüm dışarıdan bakmaktaydı.
Sayfa 52
İmza Tesellisi
Marcus Aurelius, Düşünceler'de şöyle der: "Yaşamını bir bütün olarak düşünüp kaygılanma. Önceden başından geçmiş ve sonradan başına gelecek olan kederleri hep bir aradaymışlar gibi düşünme." Bir Çin atasözünde bu durum ironiyle ifade edilir; "Henüz yanına gelmediğin bir köprüden geçmeye uğraşma!"
Sayfa 49
483 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.