Alman askerleri 1 Temmuz’da Akyar’ın harabelerine girdi. Şehir içindeki tüm mukavemet üç gün içinde kırıldı. Manstein, 35.000’den fazla Alman ve Rumen zayiatı karşısında dünyanın en güçlü kalelerinden birini ele geçirmişti. Sovyetler 113.000 ölü yahut esir vermiş, yedi Sovyet tümeni imha edilmişti. Bu, maliyetli olsa da harikulade bir zaferdi ve Hitler, Manstein’ı 1 Temmuz’da mareşal asasıyla ödüllendirecek kadar tatmin olmuştu. Manstein askeri kariyerinin zirvesine varmıştı.
Epey ülke gördüğüm ve epey kitap okuduğum bir ömrün sonunda, Rumen köylüsünün haklı olduğu sonucuna vardım. O hiçbir şeye inanmayan; insanın mahvolmuş olduğunu, yapacak bir şey kalmadığını düşünen ve kendini tarih tarafından ezilmiş hisseden köylünün... O kurbanlık ideolojisi, bugün benim de anlayışım oldu, tarih felsefem oldu
Reklam
"Manstein Kırım’da Wehrmacht’ın Sovyetler Birliği’ndeki çabasından nere­deyse bağımsız, Güney Ordu Grubu’ndan sadece tek tük destek aldığı dokuz aylık bir harekât icra etti. Bu dönemde dört Sovyet ordusunu ezip, düşmana 360.000 zayiat verdirdi. Kırım’daki sınırlayıcı arazi Manstein’ı manevra savaşı için birtakım fırsatlar sunan bir harekât yürütmeye zorladı. Ancak bu fırsatlar ortaya çıktığında kendisi onlardan istifade etti ve Paulus’un 1942 sonbaha­rında Stalingrad’da yürüteceğinden çok daha zekice bir mevzi muharebesi yönetti. Ancak astlarına ve Rumen müttefiklerine karşı sergilediği güvensizlik ve Akyar’ın düşüşü sonrasında SS’in binlerce Sovyet sivili ve savaş esirini infaz etmesine rıza göstermesi Manstein’ın zaferine leke sürdü."
"Alman askerleri 1 Temmuz’da Akyar’ın hara­belerine girdi. Şehir içindeki tüm mukavemet üç gün içinde kırıldı. Manstein, 35.000’den fazla Alman ve Rumen zayiatı karşısında dünyanın en güçlü kalelerinden birini ele geçirmişti. Sovyetler 113.000 ölü yahut esir vermiş, yedi Sovyet tümeni imha edilmişti. Bu, maliyetli olsa da harikulade bir zaferdi ve Hitler, Manstein’ı 1 Temmuz’da mareşal asasıyla ödüllendirecek kadar tatmin olmuştu. Manstein askeri kariyerinin zirvesine varmıştı."
Halkı ayyaş yapan yoksulluktur. Rumen ayyaş değildir, ama kederlenince içer. Özellikle de “bıçağın, yoksulluk bıçağının kemiğe dayandığını duyumsadığı” zaman içer.
Sayfa 77
Barbarossa Harekâtı'nın başlangıcında Mihver kuvvetlerin harekât planı.
22 Haziran şafağında, Alman taarruz kuvvetinin müthiş gücü ortaya çıktı. "Barbarossa başladığında" demişti Hitler generallerine, "tüm dünya nefesini tutacak." Üç milyon kadar asker, 3.000'in üzerinde tank ve 2.000 uçak az sonra Sovyet topraklarına akacaktı. Söz konusu kuvvetler üç ordu grubuna ayrılmıştı: Kuzey Ordu Grubu kuzeybatıya, Baltık ülkeleri ve Leningrad'a yönelecek; Güney Ordu Grubu yüzünü güneye, Kırım'a doğru çevirerek tarım yönünden zengin Ukrayna'yı, endüstriyel Don Havzası'nı ve petrol kuyularıyla dolu Kafkasya'yı emniyete alacak; General Heinz Guderian'ın tanklarının öncülük ettiği Merkez Ordu Grubu ise doğrudan Moskova'ya, Sovyet başkentine ilerleyecekti. Bunlar güneyden ilerleyen Rumen kuvvetlerinin yanı sıra İtalyan, Hırvat, Macar ve Slovak tümenlerince de desteklenecekti. Kış Harbi'nde Ruslara kaptırdıkları toprakları geri almak için Barbarossa Harekatı'nı fırsata çevirmeyi uman Finler de kuzeyden hücuma kalkacak, Sovyetler Birliği dünyanın o zamana değin gördüğü bu en büyük istila gücü karşısında gafil avlanacaktı.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
194 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.