Gökyüzüne baktı, gökyüzündeki yıldızlar da biribirlerine girmişler, kimi oradan oraya akıyor, kimi kümelenmişler, bir araya gelmişler tozutarak, bir top olmuşlar, karanlıktan karanlığa uçuyorlar. Bir ulu yıldızın arkasına belki on bin yıldız düşmüş, altın bir bulut gibi toz çıkararak savrularak kovalıyorlar. Gökyüzünde bir kaynaşma ki, görülmüş değil. Gökyüzü dalgalı bir deniz gibi çalkanıyor, deliriyor, kuduruyor. Ruşen de üstündeki dehşet çalkantıdan kurtulmak için yere yapıştıkça yapışıyor.
Berlin'de yalnızsınız değil mi?"dedi. "Ne gibi?" "Yani...Yalnız işte...Kimsesiz...Ruhen yalnız...Nasıl söyleyeyim öyle bir haliniz var ki..." "Anlıyorum,anlıyorum... Tamamen yalnızım... Ama Berlin'de değil. Bütün dünyada yalnızım...Küçükten beri." "Ben de yalnızım."dedi. Bu sefer benim ellerimi kendi avuçlarının içine alarak:"Boğulacak kadar yalnızım..." diye devam etti,"hasta bir köpek kadar yalnız..."
Sayfa 77 - YKYKitabı okudu
Reklam
Bu dünya bir yedirme, yutturma, bir dümen dünyasıdır. Yediren yedirene, yutturan yutturana. Dümenini çeviren bey gibi yaşar. Yediremeyip dümenini çeviremeyense...
Sayfa 157 - Everest Yayınları 10.Baskı Eylül 2014
398 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Beni bir hayli etkileyen ve düşündüren bir kitap oldu bu. Yazarın amaçlı yola çıkan biri oluşu gerçekten hoşuma gidiyor. Bu kitapta da bir çok detayla bize bir şeyler anlatmak istediğini düşündürdü. Hayley ve babası uzun yılları yollarda geçirdikten sonra kasabalarına dönmüştür. Hayley de babası da psikolojik sorunları olan insanlar. Orduda görev yapmış olan babası, orada gördüğü ve yaşadığı tüm acı olaylar ve kayıplar yüzünden akıl sağlığını yitirmişken Hayley de yalnızlık ve ruhen iyi olmayan babasıyla vakit geçirdiği için pek dengeli değildir. Onların bu kasabada yaşadığı olaylar üzerinden ilerliyor yazar. Aslında birçok sorunu yansıtıyor. Gençlik sorunları, bağımlılık, okullar ve öğretmen tutumları, gelecek kaygısı, aile sorunları... Ne ararsanız var anlayacağınız kitapta, fazlasıyla gerçekçi bir dünya. Ben tüm bunları severken aksayan ve yüzeysel işlenen detaylar, sonu bağlanmayan diğer olaylar sebebiyle kitabı bir parça da sevemedim. Yan karakterler görmezden gelinmeye, olaylar tekrar etmeye başladıkça bir parça sıkıldığımı da itiraf etmeliyim. Kitabın bir yüz sayfası çok gereksizdi, olmasa ve bu kadar çok tekrar etmese daha etkileyici olurdu sanıyorum. Ama tüm bu teknik hatalara rağmen kitabı sevdiğim için kesinlikle tavsiye ediyorum. Tabii bir de Finnegan Ramus var. Bence onunla tanışmanız gerek.
Hafızamın Keskin Bıçağı
Hafızamın Keskin BıçağıLaurie Halse Anderson · Pegasus Yayınları · 201711 okunma
Yeni ve gönüllü "mavi sürgün" hikayeleri, önümüzdeki yılların en çok gıpta edilen hayat şekli olacaktır. Çünkü... Bu büyük mü büyük şehirlerde... Makinelerin, insanların uzantısı olacağı yerde; insanların, makinelerin uzantısı haline geldiği bu dev akıl hastanelerinde, vicdanen ve ruhen hayatta kalmanın yollarını arayanlar, sadece bedenen hayatta kalmaya çalışanların vicdanlarına mahkum yaşayamazlar.
Sayfa 121Kitabı okudu
Dümen
Aklıniz ve tutkunuz denize açılan ruhu uzun dümeni ve yelkenidir.
Reklam
1.000 öğeden 401 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.