" Sevmek budur güzel kızım. " Bir insan sevmiyorsa eğer beklemez. Bir insan sevmediyse eğer asla değer vermez,. Sevmek için yürek gerekir, kalp gerekir. Herkes sevemez, sevmek bambaşka bir şeydir."
Çocukluktan çıkan ve artık genç kız olan güçlümü güçlü,cesaretli ve azimli Vasya ile yolculuğa çıkmıştık birinci kitabın sonunda.
Bu sefer ki yolculuğumuz inanılmaz çetrefilli ve heyecanlı olacak.Vasya yaşadıklarından sonra kendini yollara vurmuştu dünyayı gezmek adına.Morozko ile tam da yakınlaşmaya başlamışken ipler kopuyor Morozko gezgin olmasından hoşlanmıyor Vasya’nın.Ama meraklı ve cesur Vasya özgürlüğün tadına varmak istiyor.Çıktığı bu yolculukta ilk hedefi aslında yıllardır görmediği abisi ve ablasını görmek. Fakat yolda karşılaştığı olaylar sonucunda olaydan olaya koşuyor.Yanan köyler, garip bir şekilde kaçırılan kız çocukları. Bunlara kayıtsız kalamıyor peşine düşünüyor. Tabi bu yolda en büyük yoldaşı atı Solovey, yanlız bırakmazken Morozko da yer yer eşlik ediyor. Bu yol uzun bu yol çok çetin, savaşlar ,yeni insanlar, yeni yaratıklar karşılaşmadığı şey kalmıyor. Kılık değiştiriyor ve Büyük prense de yoldaşlık ediyor. Daha neler neler…
Vasya artık o soluk benizli kız çocuğu değil, git gide güçleniyor başa çıkması gereken sıkıntıları çoğalıyor bu yolculukta gücüyle cesaretiyle neler yaşıyor şahitlik ediyoruz.
Birinci kitap da adapte zorluğu yaşasakta ortaçağ rusyasına,soğuk kış günlerine, bilinen fantastik öğelerin dışında gördüğümüz farklı yaratıklarla 2. Kitap çok daha güzel ilerliyor.Heyecan hız kesmiyor kapılıp gidiyorsunuz.Eminim 3. Kitap da biz zirveye ulaşacağız ben hız kesmeden okumayı hedefliyorum siz hala bu soğuk ama bir okadar da güzel yolculuğa çıkmadıysanız beklemeyin derim
Benim tek amacım kalbimdeki adamı toprağa gömmekti, gömüp çürümesini beklemekti.... Olmamıştı, onu içimden çıkaramamışım. Onu kalbimden çıkarmayı becerememiştim..
Hayatmın en güzel dönemi sonradan gelmişti. Hiç gelmez sanmıştım ama gelmişti. İnsan başına ne geleceğini bilmiyordu, tahmin edemiyordu. Bazen hayat hiç bilmediğimiz bir anda sillesini yüzümüze çarpıyor, bazen de mutluluktan ağlatıyordu.
Ne tuhaftı değil mi ? Kimisi ağlarken kimisi gülüyordu. Kimisi sadece aşka değil, aileye açken kimisi ailesinin kıyametini bilmiyordu. Öyle garip bir dünayaydı... Bazen düşününce ben bile şaşırıyordum. Milyonlarca insan, milyonlarca farklı hayat...