Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Şamil, bölgeye ilk temsilcisini 1843 yılında göndermişti. 1850 yılında daha güçlü bir ismi, Naip Muhammed Emin'i görevlen­dirdi. Bu kurnaz adam, aşiretleri birbirine düşürdü. Korkunç bir şiddetle hükmeden Muhammed Emin, bir yandan düzeni sağla­ma kisvesi altında katliamlara girişiyor, diğer yandan aldığı rüş­vetlerle cebini dolduruyordu. En
Reklam
Vorontsovlar, muazzam bir hayat sürüyordu. Çar ailesinden sonra ülkenin en önde gelen ailesiydiler. Her zaman sevilmeseler de daima konumlarına yaraşır bir muamele görüyorlardı. Aris­tokratların birçoğu bu aileyi kıskanıyordu. Ailenin üstünlüğünü kabul eden halk, Vorontsovları seviyordu. Soyluların aksine halk, Vorontsovların huzurunda ayakta
"Çeçen" tanımlaması, ilk kez Ruslar tarafından 1732'de Kafkasya'daki kabile ve klan toplulukları için yapılır. Grozni yakınında bir köye Rusların vermiş olduğu "Çeçen" adı daha sonra bu bölgede yaşayan insanlar için de kullanılmaya başlanmıştır. Arkeolojik kalıntıların ve bilimsel araştırmaların tanıklığına göre;
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
Kuzey Kafkasya Birliği
Çeçen İsyanları tüm çabalara rağmen istenen başarıya ulaşamayınca Kafkasya'da Rus egemenliği uzun süre devam eder. Yıllar sonra Kuzey Kafkas Birlik İcra Komitesi de kendine verilen yetkiye dayanarak 11 Mayıs 1918'de Kuzey Kafkasya'nın bağımsızlığını ilan eder. Bu tarihi belgede şöyle deniliyor: 1- Kafkas Dağlılar Birliği,
Reklam
Eski harp akademisi komutanı Orgeneral Ali Fuat Erden der ki: "Çanakkale'de en buhranlı anda, en lüzumlu adam bulundu. Harbin seyrini çeldi. İngiliz Bahariye Nazırı Churchill onun için, kaderin adamı, demişti." Mustafa Kemal ordunun yıldızı idi. Fakat onun hırslarına sınır olmadığı inancında bulunan Enver ve partizanları kendisi ile Anafartalar üzerine yapılan bir konuşma fotoğrafı ile birlikte "Harp Mecmuası"nda basıldığı sırada baskıyı durdurup resmini çıkartmışlar, yerine Liman von Sanders'in fotoğrafını koydurmuşlardı. İstanbul'u bir Alman bile kurtarmış olmalı, fakat Mustafa Kemal, Sarıkamış bozgununun manevi yükü altında kıvranan Enver'i gölgede bırakmamalı idi. Karargahından İstanbul'daki dostu Madame Corinne'e yazdığı bir mektupta şöyle diyor: "Benim adımın duyulmamasına şaşmayın. Ben önemli savaşların kahramanı olarak Mehmet Çavuş'a şeref kazandırmayı tercih ettim. Tabii şüphe etmezsiniz ki savaşı idare eden dostunuzdur ve savaş gecesi Mehmet Çavuş'u bulan da o idi." Anafartalar kahramanı için son sözü Rauf Orbay'a bırakalım: "Bizi Asya'ya atarak müttefiklerimizden ayırdıktan sonra Ruslarla birleşmek isteyen İngiliz planına, doğru kararı ve başarılı saldırılan ile ilk engel olan şüphesiz Mustafa Kemal Bey'dir."
1768-1774 yılları arasında Ruslarla yapılan ve tam bir yenilgiyle so­nuçlanan savaş, Osmanlı lmparatorluğu'na çok ağır maliyetler yüklemiş­ti. Savaş sonunda imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması (16 Temmuz 1774) ile Osmanlılar Karadeniz üzerindeki kontrolünü kaybetmiş, Kırım imparatorluktan koparak sözde bağımsız bir devlet haline gelmişti. Ayrıca Rusya'nın garantörlüğü altında Eflak ve Boğdan'a geniş özerklikler ve­rilmiş, Rusya'nın Ortodoks Hıristiyanlar üzerinde hamiliği tanınmıştı. Bu antlaşmayla kazandıklarını yeterli görmeyen II. Katerina ise imparatorlu­ğu parçalama planını gerçekleştirmek için Avrupa'da ittifak arayışına gir­miş ve topraklarını genişletmeyi kuvvetle arzulayan Avusturya İmparato­ru II. Josef (1780-1790) ile Kasım 1782'de bir anlaşmaya varmıştı.
Sayfa 48 - Kitap YayıneviKitabı okudu
Tarihte Türkiye Rusya münasebetleri İki devletin tarihi münasebetine gelince: Bu münasebetler kurtuluş savaşı başlayıncaya kadar aralıksız bir düşmanlıktan ibarettir. Avrupa'da Mukaddes Cermen İmparatorluğu ile uzun harpler yaptığımız devirlerde Ruslar her fırsattan istifade ederek bazen yalnız, çok defa müttefikleri ile birlikte bize
24 Kasım 2015 TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİNİN BOZULMASI
(Türkiye hem Rusya' da yaşayan Tatarlara etkisi) Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in inisiyatifi ile Ağustos 2008'de Gürcistan'ın Abhazya ve Güney Osetya bölgelerinin koparıp alınması Moskova'nın gelecek niyetlerinin göstergesi idi. Şubat 2014'te ise Ukrayna'nın (Özerk) bir cumhuriyeti olan
Reklam
1948 Yılında Amerikalılar Türk Münevverlerini Aramaya Başladılar Savaş 1945 senesinin mayısının ilk haftasında Almanya'nın silahlarını bırakmasıyla Avrupa'da sona ermişti. Çörçil'in Ruslara karşı ihtiyatlı davranmak gerektiğine önem vermeyen Amerika, Stalin ve Kremlin'i samimi müttefik olarak kabul etmiş ve bütün isteklerini
SONA DOĞRU Her türlü baskı ve mezalime rağmen ne Çarlar ne de Komünist rejim Türk illerini Ruslaştıramadı. Korkunç İvan'ın Altınordu devletini yıkarak o büyük imparatorluğu Moskova'ya bağlamasından itibaren Almanların teşvikiyle, Türk-Tatarları ya Hristiyanlaştırarak Ruslaştırmak, bu olmadığı takdirde ise Türk asıllıları yerlerinden
Amerikalıların Zihniyeti Almanlar teslim olduktan sonra Japonlar teslim olmuyorlardı ve İkinci Dünya harbi Pasifik'te devam ediyordu. Fakat, Nagazaki ile Hiroşima'ya atılan atom bombası Japonları da teslime mecbur kılmıştı. Amerikan işgâl ordusunun o günlerdeki kumandanı meşhur MC. Arthur'du ve karargahını Tokyo'da kurmuştu.
Çeçen komutan Şamil Basayev'in 16 Haziran 1995 günü Budennovsk'a düzenlediği baskın ailesinden eşi dâhil 11 kişinin Rus uçaklarının Vedeno'da sivil yerleşim birimine düzenledikleri bombardımanda öldürülmesinden sonra kararlaştırıldı. Bu eylemi sağ kalan kardeşi ile birlikte düzenleyen Basayev, Budennovsk'ta da kardeşini kaybetti. Budannovsk
Mendebur Amerikalı 30 Ağustos 1964 tarihli Cumhuriyet gazetesinde ibretle seyredilmeğe değer bir fotoğraf yayınlandı. Bu fotoğraf Dumlupınar meydan savaşından sonra tutsak edilen Yunan Başkomutanı Trikopis ile adı açıklanmayan bir Yunan prensinin ve Yunan Ordusu Kurmay Başkanı General Dionis’in Türk Albayı Reşit Bey tarafından götürülüşünü
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.