Kitabımız, Lyubov isimli genç bir kızın, Volga Nehri üzerinde yaptığı yolculuğu ve bu yolculuk boyunca geçirdiği değişimi ele alıyor.
Masum ve saf yürekli, her şeyi en güzel haliyle gören Lyubov'un çocuksu bakış açısı, gemiye binen bir doktor ile birlikte değişmeye başlıyor. Bu değişimi okurken bir yandan da Volga'nın manzarasına tanık oluyoruz.
Salomé'nin, Ruth kitabından, ne kadar başarılı psikolojik tahliller ve iç çözümlemeler yaptığını biliyordum. Bu kitapta da Lyubov'un iç dünyası çok güzel anlatılmıştı. Bunun yanında hayran olduğum bir şey de betimlemelerdi. Yazar, sadece psikolojik çözümlemelerde değil, betimlemelerde de ne kadar iyi olduğunu göstermiş.
Kitap, beni başından sonuna kadar etkilemeyi ve içinde tutmayı başardı. Kitabı okumak için elime aldığım zaman, gerçekten bunalımda olduğum bir zamandı. YKS'ye bir-iki gün kalmıştı ve stresli olduğumdan belki okuyamam diye bile düşünmüştüm. Ancak kitap beni bambaşka bir dünyaya çekti. Yazarın anlatımı ve betimlemeleri sayesinde kendimi Volga'daymış gibi hissetmiştim. Kafamdaki düşünceleri susturmuş ve beni güzelim manzaraların karşısına oturtmuştu.
Sonuç olarak, kitabın beni etkilemesinin bir sebebi de içinde bulunduğum ruh halinden beni kurtarması.
Ayrıca Ruth'da olduğu gibi Volga'da da ana karakter ile -Lyubov- aramda benzerlikler olduğunu fark ettim. Bu, Ruth'da daha fazlaydı gerçi.
Kısa bir kitap olmasına rağmen uzun süre aklımda kalacağına eminim. Herkese önereceğim güzel bir hikayeydi. Keyifli okumalar.