Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Karanlık ormanda,karanlık kapkaranlık bir ev!
Okuduğum en vasat polisiye kitap olarak incelemeye başlamak istiyorum. Sonda söyleyecegimi başta söylerek yani.
Kitabın konusu bir bekarlığa veda partisine katılan 6 kişi etrafında dönüyor. Uzun zamandır birbirini görmeyen arkadaşlar, bir e postayla kimsesiz ıssız bir evde bekarlığa veda partisi için toplanıyor. Karakterler çok yüzeysel,yapay ve bayağı. Kendi aralarında ve iç seslerinde üçüncü sınıf amerikan film replikleri gibi konuşuyorlar.İki karakterin eşcinsel olması dışında herhangi bir özelliği yokmuş gibi sadece cinsel yönelimlerine vurgu yapılmış.
Ana karakterin;müstakbel gelin adayının nişanlısıyla eski sevgili olması kitabın tek ve en çarpıcı noktası(!). Ki bence çarpıcı bir tarafı bulunmamakla beraber sadece kitapta vurgulanan haliyle böyle. Buna rağmen partiye katılıyor ve sonrasında olaylar gelişiyor.
İlk 200 sayfa durağan,oldukça sıkıcı. Aynı temalar,aynı konuşmalar tekrar ediliyor. Sonraki sayfaları da katilin kim olduğunu bildiginiz,ama düşüncenizi teyit etmek için öylesine okuduğunuz sayfalardan ibaret..
J.C.Grange'nin hayranı olup,tüm kitaplarını neredeyse okumuş biri olarak kapak tasarımı ve başlık fontunu Grange'inkine benzeterek iyi bir polisiye kitap olabilir yanılgısına düşüp aldığım için pişmanım. Kitap,eger bir film olarak karşıma çıksaydı ilk 5 dakikada kapatacağım türden,ama başladığım kitabı mutlaka bitirme takıntımdan dolayı zorla da olsa bitirdim.
Okuyacaklar olanlara şimdiden sabır diliyorum *
Aktı. Kitap gerçekten ilk kelimeden itibaren aktı. Yazarın iki kitabını okuyup, sevdikten sonra hemen çevrilen kitaplarına bakmıştım. İyi ki okumuşum. Sevdiğim yazarlardan biri oldu.
Gemide geçen polisiyelere bayılıyorum. Sınırlı alan. Herkes şüpheli listesinde. Ve gidecekleri bir yer, denizin ortasındalar. Hikaye bu yüzden duraksamadan devam ediyor. Mekan da insanlar da değişmediği için okuması kolaylaşıyor.
Lo sevdiğim bir karakter oldu. Bence yaşadığı zorluklar, saldırılara rağmen güçlü bir kadın. Etrafındaki insanların onu bastırmasına izin vermeden inandığı doğrunun peşinden gitmesini sevdin.
Dedektiflik oyunu gibiydi. Lo ile birlikte ipuçlarını görüp, birlikte çözüyor gibiydik. Arada gemi dışındaki insanların da kitaba girmesi dizi havası katmış. Dizi havası katılan kitapları daha çok seviyorum okumayı kolaylaştırdığı için. O yüzden çok sevdim. Ne yavaştı ne de hızlı. Olması gereken şekilde ilerleyip son iki sayfası hariç bitmesi gereken yerde bitti. Son 2 sayfa bana 2. Kitabı düşündürdü, emin de değilim.
Isa, Thea, Fatima ve Kate lise dönemlerinde bir yatılı okulda kalmış 4 kız arkadaş. Kate'in evi okulun orada olduğu için tüm zamanlarını Kate evinde geçiren kızlar kendi aralarında bir oyun oluşturmuşlar. ''Yalan Oyunu'' yakalanmadan herkese ve her şey hakkında yalan söyleyenlerin puanlanıp derecelendirildiği bir oyun. Fakat lise döneminde bir şey yaşanıyor ve kızlar birbirlerinden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Neredeyse 20 yıl sonra Kate'in ''Yardımınıza ihtiyacım var,'' mesajıyla tekrar bir araya gelmek zorunda kalan dek.
Konu çok güzel bir şeye benziyordu açıkçası ama o kadar sıkıcı bir anlatımı ve hiçbir yere varmayan olaylar vardı ki uzun bir süredir bir kitabı bitirmek için bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum. Resmen aylar sürdü bitirebilmem. Kitabın yarısına kadar anlatılanların hepsi ana gizem olayımızla bağlantılıdır diye dikkatle okumam rağmen sonunda her şeyin ama her şeyin neredeyse fos çıkması sonucunda bayağı hayal kırıklığına uğradım. Yarısından fazlasını kitaptan çıkarırsak ne ana hikayemize etkisi olur ne de eksikliğini hissederiz gibi geliyor. Ana karakterimizi (ki tam olarak da değil ama neyse) sevemedim hiç ısınamadım. Bu da kitabı okumamı iyice zorlaştırdı sanırım.
Ortada büyük ve çok acayip bir gizem varmış gibi yaratılmış bir havası var kitabın ama sonunda tatmin edemedi maalesef. Yazarın bende sanırım 3 (ya da 2) kitabı daha olması lazım, açıkçası sevmeyeceğimi düşünmediğim için almıştım kitaplarını :( Umarım onları sevebilirim. Tavsiye edebileceğim bir kitap olamadı maalesef.
Muhteşem bir kitap
Çevresine duyarlı olan ana karakterimiz, başka bir kadının failini bulmak için kendi hayatını tehlikeye atıyor ve kitabın ortalarında yaşanan olaylardan sonra, kendini tehlikeye atmasının sonuçlarını ters köşelerle ve sürükleyici bir anlatımla görüyoruz. Okuduğum en iyi polisiye kitaplarından biriydi.
Uzun zamandır özlemini çektiğim gizem dünyasına sonunda bu kitapta kavuştum. Okurken ‘aa demek ki öyleymiş’ dediğim ne varsa öyle olmadığının ortaya çıkmasını o kadar sevdim ki. Yazarın daha önce Kapkaranlık
Ormanda kitabını olumuştum. Yazım tarzına zaten alışmıştım. Bununla daha çok sevdim. Daha fazla kitabı çevrilir umarım.
Kitabın konusuna gelirsek sonuna kadar aile dramıydı. Fakat öyle bir işlenmiş ki olmasını beklediğiniz hiçbir şey olmuyor ama aynı zamanda da oluyor. Herkesten şüpheleniyorsunuz ama sonunu görünce şaşırıyorsunuz. Bir kitaptan beklediğim her şeyi karşıladı bence. Bence havada hiçbir şey kalmadı. Sonu da aceleye gelmedi. İlk başta okumam uzun sürecek demiştim ama yaklaşık 50den sonra pat diye bitti kitap.
4 genc kiz okuduklari yatili okulda birbirlerine siki sikiya baglandilar. Fakat yasadiklari taluhsiz olay yollarini ayirdi ve bir daha bir araya gelmediler ta ki olaylar yeniden gun yuzune cikana kadar.... tekrar biraraya geldiklerinde sirlar, olaylar tek tek ortaya cikmisti. Fakat hicbirsey dogru degildi....
Kitabin baslari merak uyandirici ve hizli gecti. Ortalarinda fazlaca kullanilan betimlemeler ve olaylarin uzatilmasi biraz sikti. Yarim birakmayi dusundum ama bi yandan da merak ettigim icin devam ettim. Iyi ki devam etmisim...
Final sahneleri muhtesemdi... sirlar icinde sirlar cikti...Hicbirsey gorundugu gibi degildi...
“Hal, Dünya kartında annesini görmüştü çünkü annesi onun dünyasıydı.”
“Çocukların evliliğin ataerkil prangasının asma kilidinden başka bir şey olmadığını söylemişti.”
️Konusu: Tarot kartlarıyla fal bakarak geçinen Hal, bir gün evine gelen gizemli mektubu açar ve büyükannesinden, yüklü bir mirasın ona kaldığını öğrenir. Tam da paraya en çok ihtiyaç duyduğu anda. Yalnızca tek bir sorun vardır, Hal’ın iki büyükannesi de hayatta değildir. Yani mektup yanlış kişiye gelmiştir. Hal yine de bu parayı elde etmenin bir yolunun olup olmadığını düşünür. Falcılık mesleği sayesinde, karşısındakini neredeyse bir bakışta çözebileceği yetenekler kazanmıştır. Belki bu insanları da kandırabilecektir. Cenazeye, olmadığı biriymiş gibi katılan Hal, kısa sürede mirasın etrafında tuhaf şeyler döndüğünü keşfeder. Fakat bu gizemli ailenin nasıl yalanlar söylediğini öğrenmesi için önce kendi yalanlarına sıkı sıkı tutunmak zorundadır. ( Arka kapaktan)
️Yorumuma gelecek olursak:
Gizem ve gerilim dolu malikâne romanlarını çok sevdiğim için kitabı ilgiyle okudum. Yazarın da okuduğum ilk kitabı. İlk kısımları biraz durağan gitti, sırlar tabi ki öyle hemen ortaya çıkmıyor. Kafamda türlü senaryolar döndü ama sonuç tahmin ettiğim gibi değildi. Ana karakterimiz Hall malikanede ipuçları peşinde kafasındaki soru işaretlerini çözmeye çalışırken, kitap boyunca o kadar üşüdü ki bende onunla üşüdüm diyebilirim. Ne yapayım ben bir türlü ısınamadığım malikaneyi bile dedim ama başka türlü de ısınılmazdı oraya. Neyse sözü fazla uzatmadan, ipucu da vermeden kitabı tavsiye edip kaçayım. Keyifli okumalar….
BAYAN WESTAWAY’İN ÖLÜMÜ - RUTH WARE
-
Ruth Ware’in ‘Yalan Oyunu’ kitabını o kadar çok beğenmiştim ki ‘Bayan Westaway’in Ölümü’nün de çok güzel olduğunu düşünerek başlayacaktım kitaba ama sonra 1000kitap ta yorumlarına denk geldim. Beğenmeyen çok fazla kişi vardı. Ben de beklentimi düşürerek başladım kitaba ve belki severim dedim.
İlk olarak şunu söylemek istiyorum ki bu kadar sıkıcı bir kitap daha yoktur.. abartıyorum tabii ki ama gerçekten aşırı sıkıcı bir kitaptı. Çooook bunaldım okurken. Hatta okumam o kadar uzun sürdü ki.. beni rs ye falan soktu eminim. Bitirdiğimde kendimden çok uzağa koydum kitabı, o derece.
Kitabımızın konusuna geleyim: Hal isimli bir kadın var, maddi olarak zor dönemlerden geçiyor. Bir gün buna gizemli bir mektup geliyor, büyükannesi ölmüş ve ona miras kalmış. Ama sorun şu ki Hal’ın büyükannesi zaten ölmüş seneler önce. Maddi olarak çok zor durumda olduğu için, biraz da arkadaşının itelemesiyle yanlışlık olduğunu bile bile bu mirası almak için yola çıkıyor. Genel olarak konu bu şekilde, gittiği yerde de işte bir şeyler yaşıyor ama ne yaşıyor inanın anlamadım.
Bir sürü karakter girdi çünkü gittiği yerde kitaba, Hal zaten çok gıcık bir karakterdi. Üslupta ciddi anlamda sıkıntı vardı, çok kopuk kopuk anlatılmıştı, inanın zar zor artık atlaya atlaya sonuna geldim. Hiiiiç de bir şey anlamadım dediğim gibi.
Yaaani böyle arkadaşlar ben hiç sevemedim kitabııı bence okumasanız da olur yani
Türün okunması gerekenlerinden
Nora on yıldır geçmişinden kaçıyordu. evini arkadaşlarını özlememesi gerektiğini düşündüğü bir hayatı geride bırakmıştı hiç beklenmedik bir anda gelen bir bekarlığa veda partisi daveti onu geçmişiyle yüzleşmeye zorladı bu Nora'nın geçmişini nihayet bir kenara bırakması için bir işaret miydi ? Ama bı şeyler yanlış gidiyordu çok ama çok yanlış bazı sırların sonuna kadar saklanması mümkün müydü ?
***
Kapkaranlık ormanda karanlık kapkaranlık bir ev vardı ve o evin içinde karanlık kapkaranlık bir oda
Ve o odanın içinde...
***
Kitap bu türü seven biri olarak ben tatmin etti.
Yazarın okuru etkileyen anlatımıyla sürükleyici bir kitap olduğu söylenebilir.eğer bu türü okumak istiyorsanız hafif olarak önerebileceğim bir kitap benim şahsen tek beğenmediğim nokta ana karakterin kendini her seferinde ezdirmesi ve diğer karakterlere karşı ezilmesiydi ama genel olarak kitap güzeldi diyebilirim.
BAYAN WESTAWAY'İN ÖLÜMÜ
RUTH WARE
406 SAYFA
"Bir taneyse kederdir
İkiyse neşe
Üç tanesi kız demek
Dörtse erkek
öncelikle kitabın başından beri katilin kim olduğunu biliyorsunuz yani öğrendiğim zaman hiç şaşırmadım bile buna rağmen yazarın dili gerçekten çok sürükleyiciydi ve kendisini okutturuyor. Hoş vakit geçirmek için beklentiye girmeden okunabilir. Biraz daha fazla karakter katıp olayları daha da karıştırsa hoş olabilirmiş belki ama bence kendisi de yarattığı karakterin bu kadar baskın olmasını beklemiyordu. Biraz da çok belli etti yani... yine de nora'nın bu kadar geç fark etmesine de bir şey diyemedim çünkü o olayı yaşarken fark etmek zor
Kitabımız, bir dergide yazar olan Lo'nun evine hırsız girmesi ile başlıyor. Daha sonra küçük lüks bir gemiye davet edildiği için oraya katılır. 10 tane kamaradan oluşan bu gemiye ünlü ve önemli kişiler davet edilmiştir. Gemiye katıldığı gün akşam yemeği için hazırlanırken rimelinin olmadığını fark edip 10 numaralı kamarada kalan kadından ister. Kadının tavırları ilgisini çekse de pek üstüne durmaz, Lo. Herkesin birlikte olduğu zamanlarda Lo kadını arar ama göremez. Ertesi gece uykusundan bir sesle uyanır ve 10 numaradaki kadının denize atıldığına şahit olur. İhbar ettiğinde ise o odada kimsenin kalmadığını, davet edilen misafirin gelmediğini söylerler. Lo, kadını tarif etse de, hatta tüm gemiyi arasalar da tarif ettiği kadını bulamazlar.
.........
Kitapta ilk şüphe duyduğum şey, kadının var olup olmadığıydı. Bunun sebebi ilk bölüm evine giren hırsıza karşı korkusu ve uykusuzluğu olarak yorumladım. bu his uzun süre gitmedi. Kadının kanıt bulup kimseye gösterip söylemeden kaybolması sanki psikolojik bir oyunmuş gibi geldi. Ama kitabın sonlarına doğru karakterimiz aklını kullanarak ve olayları birleştirerek doğru tahminler yaptı. Kitabın sonu beni fazla tatmin etmedi. Daha ince detaylara ihtiyacı vardı. Ve bazı şeyler çok basitmiş gibi geçiştirilmişti.
3,5/5
Yorumlarını okuyup beklentimi düşürerek başladım bu kitaba. Ancak ben yorumların aksine kitabı severek okudum. Kitaptaki o karanlık hava, çok hoşuma gitti. Hal’in borç içinde yüzerken mucize gibi beliren davetiye üzerine hiç tanımadığı Bayan Westaway’in malikanesine kendi payına düşen mirası almak için yola çıkar. Konusu ilgimi çekmişti, bayağı da merak ettim. Olay üstüne olay yaşanması yerine Hal’in düşünceleri baskın olarak anlatıldığı için biraz durağan ilerliyordu. Olaylar, biraz yavaş ilerlese de merak dozunu etkilemiyordu bence. Westaway ailesiyle tanıştıktan sonra aklımda birçok teori ürettim ancak ters köşe oldum diyebilirim. Bu nedenle beklentilerimi karşıladı. Son sayfalarda artan gerilimle tatmin eden bir sonuca varıldı.
Takıntılı, saplantılı bir aşık olmanın en ürkütücü yanlarını gözler önüne seren bir kitap. Gizemli, adım adım ilerleyen, beklenmedik sonuçlarla karşı karşıya bırakan ve bir solukta, merakla okunabilecek bir kitap.
Ana karekterimiz Lo çalıştığı yerden Rowan adındaki bir kadının gebelik iznine çıkmasıyla seyahat yazısı yazmak için bir gemiye gönderilir.Tabi gemiye gitmeden öncede evinde hırsızlık olur.Kitap boyunca karekterin iç sesi ve duygu yoğunluklarına fazlasıyla okuyoruz.Olaylar zaten kitapta 200 lü sayfalar sonrasında başlıyor.Kitabın sonu açık uçlu bitiyor.Carrie karekteri bence hayatta.
Polisiye gerilim kitabi okumak isterseniz çerezlik okunabilir.