ruveyda

İyiyi, "güzel ve yüksek şeyleri" ne kadar çok anladıysam, o kadar derinlerine battım, sıkıştım kaldım içlerinde.
Reklam
Baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık.
Namuslu bir adamın bahsetmekten en çok zevk aldığı konu nedir bilir misiniz? Cevap: Bizzat kendisi.

Reader Follow Recommendations

See All
Kırk yaşından fazla yaşamak ayıptır; bayağılık, hatta ahlaksızlıktır! Tüm samimiyetinizle, dürüstçe söyleyin, kırk yaşını kim geçer? Ben söyleyeyim size: Aptallarla namussuzlar.
Evet efendim, on dokuzuncu yüzyıl adamı en başta karaktersiz olmalı, böyle olmaya manen mecburdur; karakter sahibi, çalışkan bir insansa oldukça dar kafalıdır.
Reklam
Zeki insanlar asla bir baltaya sap olamaz, olanlar yalnız aptallardır.
Kötü biri olamamak bir yana, herhangi bir şey olmayı da beceremedim: Ne kötü ne iyi, ne alçak ne namuslu, ne kahraman ne de haşerenin biriyim.
İnsan her zaman az buçuk suçludur.
Her iş, iş değildir. İş evvela bir zihniyet ve zaman telakisidir.
Bak, maziye nasıl devam ediyor; şaka, ciddi onu nasıl yaşıyorlar... Hepsi hayallerinde büsbütün başka bir alemde yaşıyor. Topluluk halinde rüya görüyorlar.
Reklam
Uysal kalabalık insana başla kendisi olmak üzere her şeyi unutturuyordu.
Aksine hiçbir şeye unutulmaz hatta her zaman için hatırlanırdı.
Fakat hayır, burası gerçekten garip bir yerde nokta hiçbir şeye hayret edilmiyor, hiçbir şeyin üzerinde fazla durulmuyordu. Burada insan, olduğu gibi, bütün hususiyetleri ile, kabahatiyle, sakatlıkları ile kabul ediliyordu. Ve bunlar ne kadar çok olursa o kadar hoşa gidiyordu. Fakat bu affedilmek değildi. Aksine hiçbir şeye unutulmaz hatta her zaman için hatırlanırdı.
494 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.