"Sana bir şey anlatmak istiyorum, doktor. Garip bir rüya gördüm. Rüyamda bir ses, bir şey isteyebileceğimi, bilmek istediğim şeyi söylememin yeterli olduğunu, ne sorarsam sorayım yanıt verebileceğini söyledi. Ne sordum dersin? Savaşın benim için ne zaman biteceğini sordum. Ne dediğimi anlıyorsun: Benim için! Kampımızın ne zaman özgürlüğe kavuşacağını, acılarımızın ne zaman biteceğini bilmek istemedim."
"Peki bu rüyayı ne zaman gördün?"
"1945 Şubatı'nda," diye yanıtladı. Rüyayı anlattığında mart başlarıydı.
"Rüyandaki ses ne dedi?"
"30 Mart," diye fısıldadı saklamak istercesine.
F., bu rüyayı bana anlattığında hala umut doluydu ve rüyadaki sesin doğru çıkacağına inanıyordu. Ama vaat edilen gün yaklaştıkça, kampa ulaşan savaş haberleri, o gün özgür olmamızın pek de olası olmadığını gösteriyordu. 29 Mart günü F., ansızın hastalandı ve ateşi çok yükseldi. 30 Mart günü hezeyana girdi ve bilincini yitirdi. 31 Mart günü ölmüştü. Dışarıdan bakıldığında ölüm nedeni tifüstü.
Bir keresinde,geleceğe inancın yitirilişiyle bu tehlikeli pes ediş arasındaki yakın ilişkiye dair dramatik bir olaya tanık oldum.Oldukça ünlü bir besteci ve libretto yazarı olan kıdemli blok muhafızımız F,bir gün bana şunları söyledi:"Sana bir şey anlatmak istiyorum,Doktor.Garip bir rüya gördüm.Rüyamda bir ses ,bir şey isteyebileceğimi,bilmek
...
Ağaçlar korkutuyor beni biraz. Öyle güzeller ki.
Sakinleşmiş hayvanlar onlara adlarını söyleyebileyim diye yaklaşıyor.
Kitaplıktaki kitapların harfleri yok. Ben açınca ortaya çıkıyorlar.
Atlasın yapraklarını çevirirken tasarlarım Sumatra′nın şeklini .
Karanlıkta kim bir kibrit yakıyorsa o icat ediyor ateşi .
Aynanın içindeki Öteki, pusuda bekler.
...
Rüyamda gördüm teraziyi ve kılıcı
Sahip olanın veya olunanın olduğu değil, ikisinin de teslim olduğu aşka olsun övgü!
Bize cehennemi yaratma gücümüz olduğunu gösteren kabusa olsun övgü!
Kim bir nehire gitse Ganja gider.
Kim bir kum saatine baksa bir imparatorluğun dağılışını seyreder.
Kim bir hançerle oynasa Sezar′ın ölümünü önceden söyler.
Kim rüya görse, o, insanların hepsidir.
Çölde genç Sfenksi gördüm, daha yeni çıkmıştı yontucunun elinden.
O kadar eski başka bir şey yok güneşin altında
Herşey ilk defa ama sonsuz bir biçimde oluyor.
Sözlerimi kim okuyorsa onları icad ediyor.
Sevdayı bir deli gömleği gibi
Ansızın giydirdi gözlerin bana
Gömdüm gözlerinin bulutlarına
Bir yangın alanı hoyrat başımı
Yollarına çıkıp yakarsam sana
Rüya olup girsem uykularına
Bu çılgın duvarlar boğmazsa beni
Gün olur giderim bulutlarıma
Uykumu çarmıha gerdi sorular
Çoğalır sesimin tedirginliği
Ey kaynar sulara yol alan aklım
Kalbime yönelen yaylım ateşi
Ruhumu emziren bulutlar nerede
Rüzgarlar nerededir kuşların yolu
Kül oldu ufkumun bahar çarşısı
Ağulandım deli çıkmazlarında