Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları.
Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu.
Bir araya geldiklerinde şimşekler
1.
ikimiz otobüsle uzak bir şehre gidiyormuşuz
kars'a mı desek
ardahan'a mı desek
yollarda kar bulut mavisi / dağlar duman
derin bir uykusuzluğa sarkmış yolcular
bir uçuruma sarkar gibi
Yaşadığımız bedensel rahatsızlıkların temelinin bizim ve ailemizin yaşadığı ruhsal sıkıntılar olduğunu anlatan bir kitap. Annelerin çocuklarını iyileştirmelerine katkı sağlayacak yöntemlere deginilmiş. Regresyon seanslarımda işime yarayacak teknikler öğrendim. Kamp ateşi tekniği, omurgadaki negatif enerjiyi boşaltma tekniği, döngüleri devredışı bırakma teknikleri. Bana faydalı bilgiler katan bir kitap oldu.
Vira Roca: Kişinin enerji bedeni.
Ho'ponopono: hayatı düzeltmek, kişinin kendini affetmesi ve bu şekilde problemlerin çözülmesi.
Rem uykusu: uykunun rüya görülen evresi.
Demokrasi maskesi yüzlerinde loş perde
Hizmet değil dertleri akıllar başka yerde
Bölücülük ateşi yanıyor zihinlerde
Ha mecliste terörist ha dağdaki eşkıya
Elinde şehit kanı, gerçek bu, değil rüya
Tabiatın sükuneti içinde,
Sessizce ağlayan bir nehir gibiyim.
Rüzgarın şarkısında kaybolmuş,
Bir yaprak gibi savrulup duruyorum.
Gökyüzü mavi, umut dolu,
Bulutlar dans ediyor yükseklerde.
Gözlerimde yansıyan bir dünya,
F, bir gün bana şunları söyledi: “Sana bir şey anlatmak istiyorum, Doktor. Garip bir rüya gördüm. Rüyamda bir ses, bir şey isteyebileceğimi, bilmek istediğim şeyi söylememin yeterli olduğunu, ne sorarsam sorayım yanıt verebileceğini söyledi. Ne sordum dersin? Savaşın benim için ne zaman biteceğini sordum. Ne dediğimi anlıyorsun: Benim için! Kampımızın ne zaman özgürlüğe kavuşacağını, acılarımızın ne zaman biteceğini bilmek istemedim.”
“Peki bu rüyayı ne zaman gördün?” diye sordum.
“1945 Şubatı’nda,” diye yanıtladı. Rüyayı anlattığında Mart başlarıydı.
“Rüyandaki ses ne dedi?”
“30 Mart,” diye fısıldadı saklamak istercesine.
F., bu rüyayı bana anlattığında hâlâ umut doluydu ve rüyadaki sesin doğru çıkacağına inanıyordu. Ama vaat edilen gün yaklaştıkça, kampa ulaşan savaş haberleri, o gün özgür olmamızın pek de olası olmadığını gösteriyordu. 29 Mart günü F., ansızın hastalandı ve ateşi çok yükseldi. Kehanetinin, savaşın ve acıların kendisi için biteceğini söylediği 30 Mart günü hezeyana girdi ve bilincini yitirdi. 31 Mart günü ölmüştü. Dışarıdan bakıldığında ölüm nedeni tifüstü...
CENNETTE SİGARA ARAYAN HOCA!
Şeyhülislâm Ebussuud Efendi, Amerika kıtasının keşfinden sonra keşfolunup bütün dünyayı saran tütün iptilâsı üzerine şu sözleri söylemiş:
Bir acayip bid’at gelmiş cihana,
Aman ha değmesin ehl-i îmana!
Duhan diye isim vermişler ona,
Tütsü verir çıksın diye îmana!
Bazı imamlar nûş edip içerler,
İçip de mihraba niçin
Ağıtlar.. Kaç dilde yakılırsa kaçtım iftirasının doğurduğu faciayı durdurabilirdi? Hangi dil, hangi ırk ve hangi töre masumların içinde yandığı bu ateşi söndürmek için bir çatı altında buluşabilirdi?
Hz. Ali Radiyallahü Anh dünyayı târif ediyor:
“Âyet-i Celîle ve nice delillerle kötülüğü iyiliğinden çok olduğu bildirilen şu dünya, güzel bir kadın gibi yüz gösterip insanları kendisine çekmekte ve onları hayâle sığmayan hileleriyle helâk etmekte. O, peşinde koşandan kaçar.
Yüz gösterse de kötülüğünden emin olunmaz. Bir saat iyilik etse, bir
Hz. Ali Radiyallahü Anh dünyayı târif ediyor:
“Âyet-i Celîle ve nice delillerle kötülüğü iyiliğinden çok olduğu bildirilen şu dünya, güzel bir kadın gibi yüz gösterip insanları kendisine çekmekte ve onları hayâle sığmayan hileleriyle helâk etmekte. O, peşinde koşandan kaçar.
Yüz gösterse de kötülüğünden emin olunmaz. Bir saat iyilik etse, bir
Küçük düşünen insanlar, sanırım beklentilerinin büyük kısmını seksle karşılayabilir.
Ama büyük düşünenlerin çoğu soğukkanlı bir gülümsemeyle orta parmaklarını havaya kaldırıp ölüme meydan okuduğunda kendini canlı hisseder.