Edebiyat
Sen hayalinde zannediyorsun ki bu âlem kendi başına buyruk, kendi kendine oluşmuş bir gerçekliktir, Hak'tan yani mutlak ve tek gerçekten ayrı bir varlıktır. Bil ki, senin kendin de bir hayalsin. Akıl yolu ile idrak ettiğin her şey bir hayaldir. Tek gerçek ise Allah'ın kendisidir. Rüya, vehim ve hayal değersiz ya da yanlış şeyler değillerdir. Fakat birer remiz oluşa delalet etmektedirler.
Afganistan Çağıltısı Bütün azalarını harbe çağır Sofran açılsın elin şehit ballarından alsın Saraylar damlar yeniden kurulsun Ağaçlar içinden akan nehre Dalçık günde bin kere ve gecelerde Omuzbaşlarını denetleyen defterlerden yalnız sağdaki kalsın
Sayfa 393 - Beyan yayınları 25.baskı Ocak 2022 İstanbulKitabı okudu
Reklam
Sûretten nura yükselmeye çalışıyoruz, vesselam..
Züleyha ki Yûsufu sevdi. İbtida, neyi ve kimi sevdiğini bilmedi. Sonra aşkın kaynağını bildi, Yûsufu değil, Yûsufta tecellâ eden nuru sevdiğini fark etti. Yûsuf da, ki rüyasında güneş, ay ve on bir yıldız ona secde etmişti, bir kuyuya atılmış ve kendisine zindanda rüya yorumu verilmişti, önce aşkın kaynağını bildi, Sonra nurun Züleyha sûretinde tecellâ ettiğini fark etti. Biri sûretten nura yükselirken diğeri nurun sûrette tecella ettiğini idrak etti.
İmam Kastalani
İmam Kastalani
{
Mevâhib-i Ledünniyye
Mevâhib-i Ledünniyye
} adlı eserinde şöyle der: "Bil ki, hiç kimse sallallahu aleyhi ve sellem'in marifet denizinden bir noktayı bile tamamıyla kavrayamaz. Allah'ın marifet bulutlarından O'nun gönlüne düşürdüğü katrelerden bir tanesini bile tam idrak edemez. Allah'ın O'na bahşetmiş olduğu hikmetli, özlü söz söyleme
Züleyha ki Yusuf'u sevdi. İbtida, neyi ve kimi sevdiğini bilmedi. Sonra aşkın kaynağını bildi, Yusuf'u değil, Yusuf'ta tecellâ eden nuru sevdiğini fark etti. Yusuf da, ki rüyasında güneş, ay ve on bir yıldız ona secde etmişti, bir kuyuya atılmış ve kendisine zindanda rüya yorumu verilmişti, önce aşkın kaynağını bildi sonra nurun Züleyha sûretinde tecellâ ettiğini fark etti. Biri sûretten nura yükselirken diğeri nurun sûrette tecellâ ettiğini idrak etti.
4.cilt
1. “O’nun âyetlerinden biri, geceleyin uyumanız, gündüz de O’nun lutfundan nasibinizi aramanızdır.”  Rum sûresi (30), 23 Uyku, Allah’ın insana lutfettiği en büyük nimetlerden biridir. Cenâb-ı Hakk’ın ulûhiyetine ve vahdâniyetine delâlet ettiği için “O’nun âyetlerinden biri” diye nitelendirilmiştir. Âyet-i kerîmede uyku rızık aramakdan önce zikredilmiştir; çünkü çalışıp çabalamak için dinlenmeye ihtiyaç vardır.Uyku, yerini başka hiçbir şeyin tutmayacağı bir dinlenme vaktidir. Ayrıca uyku hali insanın şuurunun ve idrakinin gittiği âdeta bir ölüm halidir. Ancak Allah’ın bir lutfu olarak zihnin faaliyeti uykuda iken de devam eder. Uykunun ne büyük bir nimet olduğunu uykusuz kalanlar bilir. Uyku, insanın hem zihnî hem de fizikî yorgunluğunu giderir. Uyandığı zaman şuur ve idrak daha canlı bir şekilde sanki hiç gitmemiş gibi geri gelir. Vücut dinlenmiş olduğu için iş yapma ve çalışma azmi insanda yeniden canlanır. Rüya da uyku haline has bir hususiyet olup pek çok hikmetleri vardır.
Sayfa 389Kitabı okudu
Reklam
121 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.