Ormana atılmışlar.
İçlerinde bedensel ve zihinsel özürlüler çoğunlukta.
Kimileri daha dünyaya gözünü açmadan kendini ormanda buluyor. Afrika'da gayr-i meşru ilişkiler o kadar çok ki...
İnsanın yapamadığını maymun anneler yapıyor. Ormana atılan çocuklara annelik duygusu ile bakıyorlar. İşte biz de o hayatta kalan çocukları aramaya çıktık.
Yol boyunca çocuk iskeletlerinin olduğu ormanları görmeyi istemek belki benim için en zor yol ayırımlarından birisiydi.
Bu kitabı okuyarak sevme sanatına ilişkin hazır bilgiler edinmek isteyenler düş kırıklığına uğrayacaklardır. Tam tersine bu kitap, belli bir olgunluk düzeyine erişmeden kişinin sevgiye ulaşamayacağını göstermeyi amaçlamaktadır. Burada yapılmak istenen okuyucuya, sevgiye erişmek için harcadığı tüm çabaların, kendi kişiliğini bütünüyle yaratıcı yönde geliştirmedikçe, başarısız kalacağını göstermek, komşusunu sevme yeteneği, alçak gönüllülük, cesaret, inanç ve disiplin kazanmadan sevgiden yana kişisel doygunluğa erişemeyeceğini kanıtlamaktır.
"Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var."
"Yağmur yağıyor Ömür Hanım...
Gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...
Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük,
bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum.
Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?"