Bulamadımki doğru yolu Sensiz bedenim yoruldu Sorularım vardı, cevap alamadan veda oldu Bela oldu, rüyalara daldım, göremedim seni İzledim izini, düştüm yerlere, yerde buldum kendimi Karardı buralar, sensiz hiçbir yer çekilmiyor Aradım oraları, bulunca kalbim yine hep ağlıyor Soğudu sensiz günlerim, ve kimse güneşim olmuyor Topraklara muhtaç, sana gel nolur yağmur ol Bükülmüş gıdanın derdine, nedense kimse sormuyor Yürüdüğüm yolların tadı yok, sürgünüm, sana çarem ol Dört yanım hüzünle doldu, görenler mutlu sanıyor Gözlerine hasret kaldım, ve gönlüm bir umut arıyor
Sabaha kadar gözüne tek damla uyku girmemişti. Yediremiyordu kendine; anlamıyormuş ayağına yatmayı. Vurdumduymazlar tarafından aptal yerine koyulmayı. Boğazında kelimeler düğüm düğümdü. Haykırmak istiyordu gözlerinin içine baka baka bütün gerçekleri. Ama yeminliydi. Suskun olacaktı. Sesine hasret bırakacaktı. Gerçi o da işlerine geliyordu da, ama olsundu. Bazen alıp başını gidesi olurdu. Kimselerin bulamayacağı yerlere. Mumla arasalar ulaşamayackları yere. Sonra düşünüyordu kendi kendine. "Zaten kimin umrundayım ki..Ha ben varım, ha yokum. Varlığımla ne anlam kazandırabildim ki, yokluğumu da anlasınlar?" Ve kiprikleri daha fazla kaldıramadı acısının yükünü. Limanı olan rüyalara geçiş yaptı yeniden...
Kitabsever
Kitabsever
Reklam
küçük adımlar
Erkan’ı gördüm, kara, kuru bir şeydi daha da zayıflamış. Olmadık bir sürü iş gelmiş başına, uzun süre yokmuş buralarda, çalışmıyormuş da. Eskilerden, aklımızda kalanlardan konuştuk ayaküzeri. Ne zamandır görmediğimiz arkadaşların kulaklarını çınlattık. Kimsesi kalmamış bir evin denize bakan pencerelerini andırıyordu gözleri. Perdeleri çekilmiş,
-Gece! +Uyumadın mı sen? -Bir veda yaşadım az önce. +Eee? -Artık rahat uyuyabilirim. +O nasıl oluyor? -Benim Ruhum isyankar. Firar ediyor. Vedalar ona ağır geliyor. +Desene, acıdan kaçmanın en kolay yolu, rüyalara sarılmak imiş...
Kitabsever
Kitabsever
Veda
Maviş’in Vedası; Bir aydan beri balkonda gezinip yemek yiyorum. Sürekli ağaçlara bakıp rüyalara dalıyorum. Acaba özgürlük nasıl bir şey diye! Bir gün özgürlüğe gideceğim, ama o gün bu gün mü bilmiyorum. Ailem bana çok iyi baktı. Bütün yemeklerden yedim. Bazen anne ve babamla bira ve şarap için kafayı buldum. O zaman dilim bülbül gibi açılırdı ve