Aşktan yana söz duyunca,
Ben hep seni düşünürüm.
Uçsuz hayaller boyunca,
Ben hep seni düşünürüm.
Yıldızlar kayar yüceden;
Renkler sıyrılır geceden;
Yüreğim sızlar inceden;
*
nisan'ın kızıdır feride; bundandır nisan güneşi sinmiştir tenine ve kokusu otların, kırlangıçların...
dağları uyutur koynunda kavgalara gidince; sonra aşk olur, kadın olur bana gelince... ki aşkın saati, gömleği, takvimi yoktur; uçar bir rüzgâr gibidir ne yana dönse yüzümü o ufka çeviririm. sonrasını... sonrasını ben bilirim...
*
feride tütünü türküye banar da içer
yüreğinde bir tufanın negatifleri
ölümden gelmiş, kollarıma yakışmış
bırakmam kimselere
k i m s e l e r e !
*
feride şiir huyludur, gül kokuludur
gül kokuludur gözleriyle gözlerime dokunur
dokunur
v a a y !
Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.”
Daha ilk cümlesiyle bile kitabın sonunu merak ettiren bir konu… Sayfalar ilerledikçe Gregor’un hayatına bir böcek olarak devam etmeye çalışmasına ve ailesinin, yakın çevresinin bu durum karşısındaki bocalamalarına tanık oluruz.
"Çay Bahçesi
24 Mayıs cumartesi
Burda bir çay bahçesinde
Duvarlar kuşlarla dolu,
Bilsen öyle yorgunum ki
Yalnız alnımı örtüyor uyku
İki çocuğuyla oturmuş
Karşı masada bir anne,
Beklediği tiren saati
Bir olanak arıyor kendine
Gözlerine dolan beyaz çiçekte
24 Mayıs cumartesi
Şehir adları sayıyor küçük kız,
Kendiyse belli
Yalnız adıyla besleniyor
Öyle solgun ki
Rüzgâr pıhtısı bir imbat
Kurşun akıtır gibi
Geçiriyor şehrin sokaklarından
Cüzamlı bir kıyının gözlerini"