Bu kente yağmasın yağmur, sevgili. Cadde, sokak ıslak zaten. Ve zahmet edip esmesin rüzgâr. Uğultusu kulaklarımda gidişinin, dal kıpırdamazken, Söyle de sussun herkes, Ölmeye ihtiyacım var azıcık.
BEN SANA MECBURUM / ATTİLÂ İLHAN Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum.
Reklam
Orhan Veli Kanık
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Önce hafiften bir rüzgâr esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda Sucuların hiç durmayan çıngırakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık, Ağlar
Bu deniz bu rüzgar bu karanlık Bu ışıldayan ışıklar ve dalgaların uğultusu Sen gibi çekiyor kendine Halatı kopuk kayıklar gibi sürükleniyorum gözlerine Sabaha doğru kaybolurken hüzün Martılar çağırıyor sana Ben geliyorum Sen gitmişsin Ben, sana düştüğüm yerde kanlar içindeyim... //Mehmet Varıcı
Sonbaharın Uğultusu
Ne eksik sonbaharın uğultusu Yağmurlu bir gün, sert esen rüzgar .. Hani akşama yakın,insan his eder ya Öleceğini düşünür, sonbaharın uğultusu Buğulu camlar olmuş dört köşe Odada is durmuş bir soba,yanında Alev alev harlıyor, üşüyen bir ceset için Köz olmuş ocakta, aş pişmiş kanıyor Islak eller, tutuşsun hüzün bulvarında Meşe yapraklarını
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum. Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur
Reklam
439 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.