Siz karamsarlar ve felsefi kör yılanlar, tüm dünya varlığının karakterin den, insan tutkularının k o r k u n ç k a r a k t e r i n d e n şikayetçi olmak için konuşuyorsunuz. Sanki tutkuların var olduğu her yerde, korkunçluk da var olmuş gibi! Sanki korkunçluğun bu türünün dünyada her daiın var olınası gerekmiş gibi! - K ü ç ü k ş e y l e r i ihmal ettiğinizden, kendi kendinizi ve eğitilınesi gerekenleri gözleınlemediğinizden ötürü, tutkuları bizzat kendiniz böyle canavarlar haline getirdiniz; öyle ki şiındi daha "tutku" sözcüğünü duyduğunuzda korkuya kapılıyorsunuz! Tutkuların korkunç karakterini a l m a k ve yıkıcı sel sularına dönüşmelerini önlemek size düşerdi ve bize düşer. - Hatalarımızı sonsuz felaketler boyutunda büyütmemeliyiz; daha çok, insanlığın tutkularının tümünü birden sevinçlere dönüştürmek görevinde dürüstçe çalışmalıyız.
Sayfa 33
Bilim, edebiyat sanatından daha soylu karakterler gerektirir: daha sade, daha az hırslı, daha azla yetinen, daha dingin olmalı, öldükten sonra adının anılmasını pek düşünmemeli ve birçoklarının gözünde, böyle bir kişilik kurbanının gözüne ender olarak uygun görünen konularda kendilerini hesaba katmamaları gerekir. Tüm bunların yanına, farkında oldukları bir başka kayıp daha eklenir: uğraşılarının tarzı, sürekli en büyük soğukkanlılığı gerektirmesi i s t e n ç l e r i n i zayıflatır, ateş şair ruhlu karakterlerin ocağındaki gibi gürül gürül yakılmaz: ve bu yüzden genellikle daha yaşamlarının baharında en büyük enerjilerini ve parlaklıklarını yitirirler - ve dediğimiz gibi, bu tehlikenin f a r k ı n d a d ı r l a r . Her koşulda, daha az parladıkları için daha az yetenekli g ö r ü n ü r l e r v e olduklarından daha az olarak kabul edilirler.
Sayfa 95
Reklam
Devlet adamlarının sufi çevrelerle ilişkisinde bütün bunların dışında, tasavvuf mensuplarına ve onların yaşam biçimlerine sevgi ve temayül, hatta müridâne bir bağlılık da önemli rol oynamaktadır. Bu konuda önemli bir örnek, Moğol hanı Ahmed Teküder'dir. Müslüman olması sebebiyle Ahmed ismini alan bu hükümdar, Moğol tahtına oturduktan sonra
Sayfa 62 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, İktidar Desteği
Burada herkes, tarımınfelaket içinde olduğunu söyleyecektir. Pamuk s t o k u m u z g e ç e n y ı l k i m i k t a r ı n i k i - ü ç k a t ı n d a n fa z l a d ı r . B u ğ d a y ı n d e v r e ­ den stoku iki yıl öncesinden yüzde 43 fazladır. Soya stoku gelecek yıl bu yıldan yüzde 60 fazla olacaktır. Satamıyoruz. Çünkü Avrupa Ortak Pa­zarı 20 yıl önce tarımda kendi kendine yeterli olmak için inşa edilmiştir. Fakat bu nokta geçilmiştir. Ortak Pazar 1960'lardaki yıllık 20 milyon tonluk net hububat ithalatçılığı konumundan, 1980’lerde net hububat ihracatçısı konumuna gelmiştir. Bu amaçlanan kendi kendine yeterli­liğin çok ötesindedir. Para yardımları ihracata yönelik çok artmış ve Amerikan üreticisiyle rekabet durumu yaratmıştır. Bizim üreticilerimiz, Avrupalı kapitalistlerin hazinelerine karşı mücadele vermek zorundadır.
Kürt alfabesinde otuz bir harf, eğer kullanımı ihtiyari olan iki harf de eklenirse otuz üç harf vardır: a, b, c, ç, d, e, ê, f, g, h, i, î, j, k, l, m, n, o, p, q, r, s, ş, t, u, û, v, w, x, y, z.
Sayfa 3 - İHTİYARİ KULLANILAN ÜNSÜZLER: Bunlar Arapçadaki «ح» harfine tekabül eden, Türkçe normal <h> ile yazılıp okunan <h> ile Arapça «غ» sesinin karşılığı «ẍ» harfidir. / İnstitut kurde de ParisKitabı okuyor
F -o -c -u -s
Eğer koşucu orada olmadan sadece koşarsa o koşu Zen olur; meditasyona dönüşür. Dans et, ama dansçı olma, çünkü dansçı olayı yönetir ve bütün olmaz. Sadece dans et ve bırak dans seni İstediği yere götürsün. If the runner just runs without being there, that running becomes Zen; it becomes meditation. Dance, but don't be a dancer, because the dancer directs the event and is not the whole. Just dance and let the dance take you where it wants to take you.
Reklam
Külliyatı Okunacak Yazarlar
(Sıralama rastgele olup herhangi bir önem derecesi tabiri kullanılmayacaktır.) A. .
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
-
Bütün Şiirleri
Bütün Şiirleri
.
Ahmed Arif
Ahmed Arif
.
Aldous Huxley
Aldous Huxley
.
Ahmet Erhan
Ahmet Erhan
.
Anton Çehov
Anton Çehov
Gerçi acıma g ö s t e r i l m e l i d i r , ama o n a s a h i p o l m a k t a n kaçınılmalıdır: çünkü mutsuzlar öylesine a p t a l d ı r l a r ki, onların nezdinde acıma göstermek, dünyanın en büyük iyiliğidir. - Belki de mutsuzların bu gereksinimi aptallık ve zihinsel bir eksiklik olarak, felaketi beraberinde getiren bir tür akıl hastalığı olarak (Rochefoucauld da böyle kavramış görünüyor) değil de tümüyle başka ve daha düşündürücü bir şey olarak anlaşıl dığında, bu acıma duygusuna sahip olmak istemeye karşı daha güçlü bir uyarıda bulunulmalıdır. Daha çok kendileri ne acımisın d i y e ağlayıp bağıran ve bu yüzden durumları nın dikkati çekebileceği anı kollayan çocukları gözlemlemek yerinde olur; hastalada ve ruhsal rahatsızlığı olanlarla ilişki içinde yaşandığında bu yakınmaların ve inlemelerin, mutsuzluğun sergilenmesinin, aslında orada bulunanlara a c ı ç e k t i r m e k amacını güdüp gütmediğini sorar insan kendisine: sonra da berikilerin dile getirdiği acıma, zayıflar ve acı çekenler için bir tesellidir, görürler ki tüm zayıflıkianna karşın en azından hala b i r g ü ç l e r i v a r d ı r : a c ı ç e k t i r m e g ü c ü . Mutsuz kişi acıma gösterisinin onun bilincine çıkarttığı bu üstünlük duygusundan bir tür haz elde eder; kendini beğenmişliği kabarır, hala dünyaya acı çektirecek kadar önemli biridir. Dolayısıyla acınma özlemi kendinden haz alma özlemidir, üstelik yakınlarına zarar verme pahasına; kendi özgün benliğini, olanca saygısızlığıyla gösterir insanlara: hiç de Rochefoucauld'nun dediği gibi "aptallığıyla" değil.
Sayfa 45
bir gece sabaha karşı en kilitli k a p ı l a r ı m a ç ı l a c a k yalnızlığımdan çıkıp gideceğim ne sensiz kalırsam korkusu n e k i t a p l a r d a o k u y u p altını çizdiklerim ne alkol tutabilecek beni ne ölüm t e l â ş ı
Sayfa 108Kitabı okudu
891 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.