Batılı olmayan diğer kültürlerde, monoteizme doğru yürüyüş daha da eskilere uzanır. Sözgelişi, Hindistan'ın Vedalar'ında böyle denilir: "Bilgeler Biricik Varlığa birden fazla isim verirler" (Rig-Veda ilâhisi, 3/7). Vrihaspati, "Bütün ilâhları içine alan Babamız'dır o" (3/18). "Bizim Babamız, bütün varlıkları doğurmuş ve onları kapsa maktadır. Tek Tanrı'dır, diğer ilâhları o yapar. Bütün mevcudat onu sahip olarak tanır... Siz bütün şeyleri yapmış Olan'ı tanıyor sunuz; sizin içinizde olan da O'dur" (111/11). "O'nun adları çoktur, ama O Bir'dir." Bu kutsal metinler MÖ 16. ilâ 6. yüzyıllar arasında sıralanırlar ve Rahip Monchanin (S.].), Vedalar'ın içinde kendini bulmak için yaptığı mistik çaba sırasında onlara bu adı verir: "Mutlak İlâhi."
Îro serê sibehê em du kes ji malê derketin û çûn nexweşxaneyê û niha jî êvar e em sê kes ji nexweşxaneyê derketin û vegeriyan malê. Çi tiştekî ecêb!
Peywend r.86Kitabı okudu
Reklam
" 'Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin!.. ' (Zümer Suresi 53. ayet) İblise gelince, o ne günahını itiraf etmiş, ne yaptığına pişman olmuş, ne kendini suçlamış ve ne de tevbe etmeye yönelmiş, üstelik de Allah'ın rahmetinden ümit kesmiş, kendini beğenmiştir. Her kim ki, tutumu şeytan gibi olursa tevbesi kabul edilmez. Buna
Bütün Alıntılar
Demir, gezegenimizde en bol bulunan elementtir 11 Londra'nın merkezindeki bir imar alanının molozları arasından çıkan tamamen eşsiz, 2.000 yıllık Roma anıt mezarı, İngiltere'de şimdiye kadar keşfedilen en sağlam anıt mezar olma özelliğini taşıyor 12 Araştırmacılar, insanların bir haftada ortalama bir kredi kartı eşdeğerinde
Marie Antoinette gerçekten "Ekmek yoksa pasta yesinler" dedi mi? Muhtemelen Batı kültüründe yayılmış en ünlü efsanelerden biri olan Fransa Kraliçesi Marie Antoinette'in, Fransız köylülerinin yiyecek ekmekleri yoksa onun yerine pasta yemeleri gerektiği yönündeki düşüncesi en iyi ihtimalle bir yanlış anlaşılma, en kötü ihtimalle ise tamamen uydurmadır. Efsaneye göre, 1789 Fransız Devrimi'nin eşiğinde, ülke genelinde ciddi bir ekmek sıkıntısı yaşandığını duyan Marie, "S'ils n'ont plus de pain, qu'ils mangent de la brioche," yani "Ekmekleri yoksa pasta yesinler" demiş. İlk bakışta bu oldukça açık bir ifade gibi görünüyor. Ancak, bu hikayede dikkate alınmayan iki unsur var. Birincisi, Marie'nin hükümdarlığı sırasında çıkarılan yasalar, ucuz ekmeği kalmayan fırıncıları, aslında tatlı bir ekmek olan brioche gibi daha kaliteli ürünlerini de aynı fiyattan satmaya zorluyordu. Bu da Marie'nin sözde yorumunun zaten var olan bir uygulamayı ifade ettiği anlamına geliyor. İkinci olarak, aynı ifade Jean-Jacques Rousseau'nun devrimden yedi yıl önce, 1782'de yayınlanan İtiraflar'ında da geçiyor, dolayısıyla bu sözlerin oradan alınarak Marie'ye atfedilmiş olması muhtemel.
Yine Ahmed'in Müsned'inde Abdullah b. Mesud'dan (r.) rivayet edilen bir hadiste Allah Rasûlü şöyle buyurmuştur:Her kimin başına bir keder ve üzüntü gelir de o "Allahım! ben senin kulunum, kulun ve kulunun oğluyum. Alnım senin elindedir. Bendeki hükmün ve yargın kesindir, bendeki kaza ve kaderin âdilcedir. Allahım, senden kendini, isimlendirdiğin, veya kullarından birine öğrettiğin veya Kitab'ında belirttiğin ilminde ya da katındaki gayb ilminde olmasını tercih ettiğin her türlü ismini vesile ederek: Büyük Kur'an'ı kalbimin baharı, gönlümün nuru, hüznümün cilâsı, kederimin gidericisi kılmanı istiyorum!" derse, Allah (c.) mutlaka hüzün ve kederini giderip bunların yerine ona sevinç verir. Peygambere (s.) "Ya Rasulallah! Bunu öğrenmeyelim mi? denilince, O "Bilakis, bunu işitenin öğrenmesi (ezberlemesi) gerekir!" buyurdu.
Sayfa 20
Reklam
512 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.