Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tek Derdi, Ümmeti… Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyuruyor: “Dikkat edin! Ben hayatımda sizin için bir emniyet vesîlesiyim. Vefât ettiğimde ise kabrimde; «Yâ Rabbi, ümmetim, ümmetim!..» diye ilk Sûr üfleninceye kadar nidâ edeceğim…” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, c. 14, s. 414)
Cüneyd (ra.) sekiz Peygamber'e (a.s.) tabi olarak tasavvuffin temeli sekiz haslettir, diyor. 1- Sûfi sehâ (ve cömertlikte) İbrahim'e tabi olur. Çünkü O, cömertlik konusunda oğlunu kurban edecek bir dereceye ulaşmıştır. 2- Rızada İsmail'e uyar. Zira Allah'ın emrine rıza göstererek, aziz canını feda etmeye hazır olduğunu söylemişti. 3- Sabr hususunda Eyyûb'a uyar. Çünkü O, yaralarının kurtlanması belasına sabretmişti. 4- İşarette Zekeriya'ya uyar. Çünkü Hakk Taâlâ O'nun için: "Rabbına gizli bir nida ile niyazda bulunduğu zaman..." (Meryem, 19/3), buyurmuştur. 5- Gurbette Yahya'ya tabi olur. Çünkü o vatanında garip (ve yalnız) idi, kavmi arasında kavminden garip idi. 6- Seyahatta (ve gezgincilikte) İsa'ya tabi olur. Çünkü O, her şeyden tecerrüd ederek seyahat ederdi, o derecede ki, bir bardak (tas)la bir taraktan başka bir şeye sahip olmazdı. Bir şahsın, avuçları ile su içtiğini gördüğü zaman bardağını atmış, diğer bir şahsın parmakları ile saçlarını düzelttiğine şahit olunca da tarağını fırlatmıştı. 7- Sûf ve yün giyme de Musa'ya tabi olur. Zira O'nun bütün elbiseleri sûf idi. 8- Fakrda Muhammed'e (s.a.v) tabi olur. Aziz ve Celil olan Allah, yeryüzündeki bütün hazinelerin anahtarlarını ona göndererek, "Kendini sıkıntıya sokma, bu hazinelerden güzel güzel faydalan", dediği halde o şöyle demişti: "İstemem ya ilâhî, beni bir gün doyur, iki gün aç bırak".
Reklam
İslâm'da kadın devenin üzerindeyse, deve dahi hızlı yürütülmezdi. Çünkü Efendimiz'den(s.a.v) gelen bir nida vardı; "Ey deveyi süren, yavaş ol! Billurlar incinmesin"
Sayfa 314 - EvvaheKitabı okudu
Mirac
Hakk'ın, şanlı elçisine büyük bir hüzün gelmişti, Onun, bütün semaları gezeceği gün gelmişti. Akılların ermediği binbir lutuf, binbir nimet Görülecek kutlu gece ermiş idi en nihayet. Ağırlamak üzre onu, o sevgili Peygamber'i, Yere, göğe emir gitti, ne yapılsa vardı yeri. Toprakla su âleminde, hüküm süren kanunlara, "Çalışmayı
Kıyamet günü mümin ve münâfık ayrımı ve nur taksimi:
Ebû Süleym b. Âmir (r.anh) anlatır: Ebû Ümame ile birlikte, Şam'ın girişinde cenaze taşıyan bir kafileyle çıktık. Cenaze namazını kıldırdıktan ve defin işlemlerine başladıktan sonra, Ebû Ümâme şu konuşmayı yaptı: "Ey insanlar, ömrünüzün günleri ve geceleri, iyilik ve kötülüklerinizi paylaştığınız bu dünyada geçiyor. Buradan başka bir
Sayfa 397Kitabı okudu
Allah(c.c), Musa(a.s) ile Konuştu
Hepsinin zahiri, Musa aleyhisselâm'ın bir kelâm-ı lâfzî işitmiş olmasıdır. Burada Mutezile demişlerdir ki: من الشجرة sarahatiyle Musa aleyhisselâm nidayı şecereden işitmiştir. Ve bu nidâ ile mütekellim olan da, Allah Teâlâ'dır. Halbuki Allah Teâlâ bir cisimde olmaktan münezzehtir. Demek ki, Allah Teâlâ'nın tekellümü ancak bir
Sayfa 205 - Cild 6 28/30 tefsiriKitabı okuyor
Reklam
Mewlîda Kurmancî • Melayê Bateyî
Hemdê bê hed bo Xudayê `alemîn Ew Xudayê da ye me dînê mubîn Em kirîne ummeta xeyr-ul beşer Tabi`ê wî muqtedayê namiwer Ew Xudayê malikê mulkê `ezîm Daye me mîrasa Qur`ana Kerîm
Buyurur ki alemlerin efendisi Peygamber Efendimiz (s.a.v.); "Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlanmış bir adam, ellerini göklere uzatarak: "Ya Rab, ya Rab!" diye yalvarıyor. Halbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haram. dır. Böylesinin duası nasıl makbul olur Bogazından geçen ha ram bir lokma, makbul
Hz. Ali anlatıyor: Allah Resûlü şöyle buyurdu: "Rabbim bana: 'Memnun oldun mu yâ Muhammed!' diye nida edecek. Ben de 'Evet, memnun ve hoşnut oldum.' deyinceye kadar ümmetime sefaat edeceğim." Sonra, Hz. Ali şöyle dedi: "Sizler ey Iraklılar, Allah'ın kitabındaki en ümit verici âyetin "Ey aşırılıklarla kendilerine yazık eden kullarım, Allah'ın rahmetinden ümidinizi asla kesmeyin. Çünkü, Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, gafûr ve rahîmdir." (Zümer, 53) âyeti olduğunu söylüyorsunuz." "Evet, biz bu kanaatteyiz; bunu söylüyoruz." dediler. Hz. Ali buna karşılık şöyle buyurdu: "Fakat, biz ehl-i beyt olarak Kur'ân'daki en ümitvar âyetin 'Rabbin sana mutlaka verecek ve sen razı olacaksın." (Duhâ 93/5) âyeti olduğunu söylüyoruz. Bu ise şefaattir."
Sayfa 256Kitabı okudu
izz b. Abdisselâm'ın öğrencilerinden el-Bâci hâdiseyi şöyle nakletmektedir: "Hocamız bir Bayram günü Eyyübi Hükümdarı Eyyûb'un yanına kaleye gitti. Orduyu ve devlet erkânını hükümdarın önünde saf saf dizilmiş halde gördü. el-Meliku's-Salih de Bayram günlerine özgü bir şaşaa içerisinde, Mısır hükümdarlarının âdeti üzere süslü
141 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.