"Istıraba ses verme ihtiyacı, bütün hakikatlerin önkoşuludur. Çünkü ıstırap, öznenin omuzlarına binen nesnelliktir; öznenin en öznel unsuru olarak deneyimlediği ifadesi, nesnellik üzerinden dolayımlanmıştır."
Adorno - Negatif Diyalektik
Kendini motive ve optimize etme uğraşları neoliberal mutluluk dispozitifini* oldukça verimli kılar, çünkü iktidarın fazladan bir çaba göstermesine gerek kalmaz. Bağımlı kişi bağımlılığının farkında bile değildir. Kendini özgür sanır. Hiç bir dış baskı olmaksızın kendini gerçekleştirmekte olduğu inancıyla kendini kendi isteğiyle sömürür. Özgürlük baskılanmaz, sömürülür. "Özgür ol", "itaatkâr ol" dan daha yıkıcı bir zorlama yaratır.
*Bir toplumda mevcut söylemler, kurumlar ve sosyal pratiklerden oluşan ağ
Reader Follow Recommendations
Rüveyda bir yorumu yanıtladı.
ahlak anlayışımız zaten başlı başına problem. adam iki üslup hatamdan dolayı ban ahlaksız diyebiliyor. çıldırmamak elde değil. toplumun nezdine göre ahlak ile tanrı nezdine göre ahlakı ayırmanız lazım.
üslup şuanki modern toplumların yegane sihri. tapınılacak kadar saygıdeğer. ama ahlaki açıdan bir kusur mu sanmam. küfür etmedik, sövmedik. üslup şekli sert kabul.
diğer yandan benim tanrı ile olan ilişkimi , namazımı kılıyor muyum, zekatımı veriyor muyum, gıybet dedikodu ediyor muyum, insanlarla ticari ilişkilerim nasıl, insani ilişkilerim reelde ne düzeyde bunlar hakkında zerre malumatınız olmadan bir insana ahlaksız derseniz bu asıl sizi ahlaksız kılar.
namaz kılmayan en ahlaksız adamdır. tanrıya göre. faize bulaşan. gıybet dedkodu yapanlar. ahlak anlayışınızı gözden geçirin. üsluba takılmak bizim ahlak anlayışımızda yok.
Amacım yargılamak vs değil ama üsluba takılmak bizim ahlak anlayışımızda var. Gerek kuran da gerek peygamber efendimizin tebliğ metodlarına baktığınızda bunu görürüz. Mesela İsra suresi 53. Ayet “Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.”
Diğer Bi örnek
Allah, Hz Musa ya Firavununun yanına giderken yumuşak bir üslûp kullanmasını Taha suresi 44. Ayette “Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, nasihat dinler veya Allah’tan korkar.” diyerek emrediyor. Firavun gibi bir adama bile yumuşak söylenilmesi emredilerken insanın müslüman kardeşine sert bir uslüpla seslenmemesi gerekir.
Gene Ali İmran suresi 159. Ayet “(Ey Rasûlüm!) O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet Sen kaba ve katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi...”
Enes (r.a) rivayet ediyor:
Öyle bir Zâtın rızası için amel et ki, herkese bedel sana kâfi gelsin.
"Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir. Onları da razı eder."
Bediüzzaman Said Nursî