"Felaketzedeler Evi" sayfa sayısı az ama etkisi büyük olan bir kitap.
Küba’nın 47 yaşında intihar eden dâhi yazarı Guillermo Rosales’in, ağır bir şizofreniden muzdarip olduğu günlerde kaldığı zamanlardakine benzeyen bir bakımevini anlattığı Felaketzedeler Evi’nin baş karakteri William Figuares, –yine tam da yazar gibi– Küba’dan Miami’ye gelmiş sürgün bir yazardır. Ama halası, onu göçmenlerin çoğunlukta olduğu “bakımevi”ne yerleştirince burada bambaşka bir dünya bulur: Tersine işleyen bir Amerikan rüyası. “Dışarıda bakımevi diyorlardı oraya, ama mezarım olacağını biliyordum ben,” der William burası için. “Hayattan umudunu kesmiş insanların sığındığı, kıyıda köşede kalmış barınaklardan biriydi. Kaçıklar çoğunluktaydı. Yapayalnız ölsünler, kazananların başına bela olmasınlar diye aileleri tarafından bırakılan yaşlılar da vardı.”
Açıkçası benzeyen bir bakımevini kaleme alması beni çok sarstı. Çünkü kelimelerin arasındaki acıyı ve kederi derinden hissettim. O yüzden bu kitap benim için yorumlanması en zor kitaplardan biri oldu. "Keşke yazarımızın daha çok eseri günümüze ulaşsaymış." diye düşünmekten kendimi alamadım. Ama yazarımız eserlerinin büyük bir bölümünü yok etmiş. Yaşarkende sadece kısa olan bu romanı yayımlandı. Bu roman şimdilerde Küba edebiyatının klasikleri arasında yer alıyor fakat çoğu insan hâlâ bilmiyor. Umarım daha çok kişi yazarın kalemi ile tanışır. Okumanızı tavsiye ederim.