Sude

112 syf.
·
Puan vermedi
Feminist yazar-gazeteci Barbara Ehrenreıch ve gazeteci Deırdre Englısh’in birlikte kaleme aldıkları bir kitap. Kitap, 2 bölümden oluşuyor. 1. Bölüm “Orta Çağda Cadılık ve Tıp”. Bu bölümde şifacılık yapan kadınların tarihteki rolüne odaklanılmış. Şifacılık yapan kadınların cadılıkla suçlanma sebepleri, dönemin kiliselerindeki düşünce sistemine hizmet etmediği için cadı avlarının meşrulaştırılması hatta bundan o döneme göre büyük paralar kazanılması gibi konulara değinilmiş. 2. bölüm “Kadınlar ve Amerika’da Tıp Mesleğinin Yükselişi”. Hemşirelik ve ebelik mesleğinin o dönemde neden değersizlik ile ilişkilendirildiği durumun tarihsel gelişimi incelenmiş. Öncelikle kitabın yazarlarının alanı sağlık veya tıp değil. Kitabı o dönemin sınırlı kaynakları ile yazmışlar öne sürdükleri beş tezden üçünün kaynağı gösterilmemiş. Bana göre kaynakça olarak eksik kalmış. Ve biraz da taraflı yazıldığını düşünüyorum. Kadınların okumasına karşı olunması, tıp ve sağlık alanının erkek egemen bir alana dönüştürülmesi ve kadınların geri plana atılmalarına olan öfkelerinde çok haklılar. Ama tıp alanında okuyan bir grup varken bu alanda eğitim almayan diğer grubun şifacılık yapmasını engelleyen bir yasanın çıkmasının direk kadınlar için olduğunu düşünmüyorum. Kitapta bununlar ilgili yazarların iddialarıda mevcut. Konuya meraklı olanların okuyabileceği, ilginç bir kitap.
Cadılar, Ebeler ve Hemşireler
Cadılar, Ebeler ve HemşirelerBarbara Ehrenreich · Pinhan Yayıncılık · 2023275 okunma
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba arkadaşlar, Cemal Kafadar, “Bir araya getirdiğim dört denemede 16 ve 17’inci yüzyıllar Osmanlı dünyasından oldukça mütevazı dört kişi ve onlarla ilgili bulduğum belgelerin ışığında peşine düştüğüm bazı sorular ele alınıyor” diyerek kitabının özetini yapar. Osmanlı’nın 16. ve 17. yüzyılda yaşamış dört sıradan insanın tahmin etmediğimiz
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İkenCemal Kafadar · Metis Yayıncılık · 2009333 okunma
420 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba arkadaşlar; “Tarih Hırsızlığı”, tarihin batı tarafından ele geçirilişi anlamına geliyor. Yazar tarihyazımını, Marx, Weber, Norbert Elias, Fernand Braudel gibi tarihçiler üzerinden incelemiş ve eleştirel bir dil kullanmış. Kısaca içeriğinden bahsetmek gerekirse; 19. Yüzyıl sanayileşmesi aracılığı ile Avrupa, bir dünya önderi ve hakimi konumuna gelmiş ve aynı hakimiyeti dünya tarihi üzerinde de kurmuştur. Fakat Jack Goody Avrupanın kendi zaman ve uzamları hakkındaki tarihselleştirmelerini Avrasya dünyasının geri kalanına dayatarak Doğunun tarihini nasıl çaldığını ele almıştır. Demokrasi, kapitalizm, bireycilik, hümanizm ve aşk gibi birçok kurumun buluşunu,sadece Batı’ya mal etmeyi diğer kültürlere yönelik bir “hırsızlık” olarak nitelendirmiş ve eleştirmiştir. Kitap bir dünya tarihi olmaktan çok, Avrupalı araştırmacıların onu kavrama şekliyle ilgilidir. Son olarak kitap akademik bir dille yazılmış ve yazar sürekli başka tarihçilere atıf yaptığından kafa karışıklığı olabiliyor.
Tarih Hırsızlığı
Tarih HırsızlığıJack Goody · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2014125 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
180 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba arkadaşlar; Konfüçyüs, Çin’de merkezi otoritenin zayıfladığı ve aynı zamanda 14 beyliğin Çin’e hükmetmek için savaş halinde olduğu bir dönemde doğmuştur. Kitap Konfüçyüs’un öğretilerinin derlenmiş olduğu bir kitap. Öğrencilerinin soru sorup Konfüçyüs’un cevaplaması şeklinde ilerliyor. Bu sebeple kitapta bir bütünlük yok. Döneminde etkisiyle daha çok iyi ve doğru yönetimin nasıl olması gerektiğine değinilmiş. Konfüçyüs’a göre iyi bir yönetimin yolu erdemli bir insan olmaktan geçer. Erdemli olmak içide kendini geliştirip, öğrenmeyi seven bir insan olmak gerektiğini savunur. “Konfüçyüs der ki: Beni anlamazlarsa endişe etmem; endişem, benim onları anlayamamamdır.”
Konuşmalar
KonuşmalarKonfüçyüs · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,403 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba arkadaşlar; Nurettin Topçu’nun bu kitabı iki bölümden oluşuyor. “Amerikan Mektupları” başlıklı ilk bölümde 1948-1949 tarihleri arasında Hareket dergisinde 12 tane imzasız olarak yayımlanan mektupların olduğunu görüyoruz. Bu bölümde bir Amerikalının gözünden İstanbul’a bakıyoruz. İstanbul’daki sosyal hayatı, tipleri, tarihi binaları, meslekleri ve dini hayatı eleştirel bir tarzda okuyoruz. İkinci bölüm “Düşünen Adam Aranızda” başlığını taşıyor. 1964 tarihinde Düşünen Adam Aranızda adlı dergide imzasız olarak yayımlanan 4 yazıdan oluşuyor.Bu bölümde ise uzun zaman sonra memleketine dönen bir İstanbullunun gözü ile okura kendisini gösteriyor. Kitap yaşadığımız çağın sorunlarının aslında yıllardır aynı olduğunu kökenlerinin eskilere dayandığını göstermektedir. Fakat bu gerçeklik ümitsizliğe yol açmamalı. Herkes elinden geleni yapmaya gayret etmeli. Kitap 104 sayfalık akıcı ve okuması zevkli bir kitaptı. Nurettin Topçu’yu ilk defa okuyacaklar için güzel bir başlangıç olabilir. :) Keyifli okumalar.
Amerikan Mektupları / Düşünen Adam Aranızda
Amerikan Mektupları / Düşünen Adam AranızdaNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2014235 okunma