s

s
@saadetmoral
bir mumun ardında bekleyen rüzgar, ışıksız ruhumu sallar da durur..
Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapamayacağımı biliyorum.
Reklam
Varoluş şuradadır, çevremizdedir, bizdedir; bizdir, ondan söz açmadan iki sözcük söyleyemeyiz, ama ona dokunulmaz da.
Sayfa 189Kitabı okudu
Parktayım. Koca koca gövdeler, gökyüzüne uzanan kara ve boğumlu eller arasında bir sıranın üzerine bırakıyorum kendimi. Bir ağaç, ayaklarımın altında, toprağı bir kara tırnakla kaşıyor. Kendimi bırakmak, unutmak, uyumak istiyorum. Ama yapamıyorum bunu; boğuluyorum: Varoluş her tarafımdan, gözlerimden, burnumdan, ağzımdan içeri dalıyor.
Sayfa 188Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Ben geçmişimi nerede saklayacağım? Geçmişinizi cebinizde saklayamazsınız. Onu koyacak bir eviniz olmalı. Gövdemden başka şeyim yok benim.
Sayfa 103 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Yalnızdım, ama bir kente yürüyen ordu gibiydim."
Yalnızım. İnsanların çoğu evlerine gitti; radyo dinleyerek akşam gazetelerini okuyorlar. Sona eren pazar günü, ağızlarında bir kül tadı bırakmıştır. Daha şimdiden pazartesiyi düşünüyorlar. Ama benim için ne pazartesi ne de pazar var.
Yüz cansız hikâyeye karşılık, yine de bir iki canlı hikaye kalıyor. Sık sık değil, ara sıra düşünüyorum onları. Çünkü eskitmekten korkuyorum.
İlkbahar gibi mevsimi olan bu dünya üzerinde yaşanmaya değer, ne olursa olsun..
Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile.
Reklam
"Bırakın kanım kaynayarak geçsin ömrüm! İçip hayal şarabını yatayım sarhoş! Görmesin şu çamurdan ruh evini gözüm Tozun içine devrilmiş bir mabet, bomboş!"
İyi ve kötü her zaman birbirine dolanacak olan biri beyaz biri siyah iki ipliktir, bazen bu iki iplik o kadar iç içe geçer ki bunları birbirinden ayırmak olanaksızdır.
İnsanın hayvanlardan bir farkı da hayatını planlayabilmesidir.
Goethe'nin İyileşmesi
"Bu şiirleri elimden çıkaramam, ama birlikte kaldığımız zamanlar onları ezberleyecek kadar çok okumalısın bana." Böylece Zelter'in dediği gibi "şairin şifası da onu yaralayan mızraktan" gelir.
Sayfa 123Kitabı okudu
Yazgıyı değiştiren an..
Fanilerin yaşamına çok ender inen o büyük an, kendisinden yararlanmasını bilmeyenlerden böyle korkunç biçimde öç alır. Sağduyu, üste itaat, çalışkanlık ve özenlilik gibi bütün toplumsal erdemler, her zaman sadece dehaları isteyen ve onları sürekli şekillendiren o büyük anın ateşi karşısında direnemez, eriyip gider.
Sayfa 113Kitabı okudu
Bir insan ömrü daha bitmiştir; artık çoktandır ulusal marş olan La Marseillaise'in Dünya Savaşı sırasında Fransa'nın bütün cephelerinde tekrar bir savaş şarkısı olarak sesini yükseltmesinden sonra Yüzbaşı Rouget'nin naaşının da Teğmen Bonaparte'ınki gibi Les Invalides Katedrali'ne gömülmesine karar verilir ve böylece ölümsüz bir şarkının çoktan unutulmuş yaratıcısı da, tek gecelik bir şair olmanın ötesine geçememenin hayal kırıklığı içinde hayatını tükettikten sonra ülkesinin önemli insanlarının yattığı anıtmezarda nihayet huzura kavuşur.
Sayfa 96 - iş bankası yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Önsöz
Hiçbir sanatçı gününün 24 saati boyunca kesintisiz biçimde yaratıcı olamaz; ürettiği tüm esaslı ve kalıcı yapıtlar sadece ve sadece o çok nadir esinlenme anlarında oluşur.