Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Toplum tribünde seyirci, partiler de sahada oyuncu durumunda olursa, yalnızca partilerle politikacılar soyunup sahaya çıkar, halk da tribünlerde seyirci gibi kalırsa, demokrasi gerçeklik kazanmaz. Demokrasinin böyle sanıldığı, böyle uygulandığı bir ülkede siyaset giderek çirkin ve anlamsız bir oyuna dönüşür. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi...
Reklam
Dayağı cennetten çıkma gören, "Çocuğunu dövmeyen dizini döver" gibi atasözleriyle yetişmiş, önce evde, son okulda korkutmayla, şiddetle çocuk eğitimini normal gören bir milletiz. Büyük çoğunluğumuz kaba kuvvet içinde büyür, sonra da ilerideki davranışlarımızın ölçüsü olarak, bu yetişme dönemimizde gördüklerimizi alırız.
Leptin yağ dokusundan salgılanır ve tokluk hissi verir dedik ancak kilolu kişilerde o kadar yağ dokusu bulunmasına rağmen neden tok hissetmekte zorlanırlar? Cevap, tıpkı insülin direncinde olduğu gibi, leptin direncinde gizlidir. Hücreler, leptine duyarsızlaşır. Diğer bir deyişle, hücreler leptine karşı dirençli hale gelir. Gece açlığıyla ilişkisine geçersek leptin genellikle en çok gece 02.00-04.00 arasında salgılanır. Bu saatler uykunun en derin olduğu, büyüme hormonunun salgılandığı ve yeterince açlık olduğu için insülinin düşük seviyelerde olduğu saatlerdir. Akşam açlığı ile sirkadiyen ritme uygun saat olan 23.00 öncesinde uykuya dalındığında vücut yağ yakımına başlar. Bu yağ yakımı özellikle istenmeyen organ etrafındaki yağlar başta olmak üzere depo yağlarının yakımıdır. Yakılan yağlar leptin seviyelerini yükseltir. İşte her gece bu süreç gerçekleştiğinde leptin duyarsızlığı azalacaktır. Aynı şekilde, insülin duyarsızlığı da. Ayrıca sabah kahvaltıya uyandığımızda gece boyunca yağ yakımı modunda olan bir bünyeyle uyanmak da işin bonusudur.
O sabah Büyük Taarruz başlar. Sabah 04.30' da tanzim atışı açılır, 05.50' de tahrip atışına geçilir, saat 07.00' de ise Yunan topçusu susar ve Türk Ordusu 14 gün sonra İzmir' e, Kordon' a varır. Büyük Taarruz'dan evvel ATATÜRK, 15 gün sonra İzmir'de olacağını söylemiştir yakın çevresine. Sonra birlikte Kordon' da yürürken Salih BOZOK' a Kac gün oldu ? diye sorar, "14 gün" Paşam cevabını verir BOZOK "bir gün yanıldık o zaman" der ATATÜRK
"Melatonin demek uyku demek. Bunu asla unutma. Işık bu hormonun salgısını baskılayabildiğinden melatonin miktarı gündüz en düşük seviyelerdeyken geceleri belirgin artış gösterir. Aslında bu değişimi saat düzeyinde bile biliyoruz. Melatonin genellikle saat 21.00 - 22.00 arası salgılanmaya başlar ve gece yarısından sonra 02.00 - 04.00 arası gibi en yüksek değerlerine ulaşır Yani saat 23.00'den sonra yavaş yavaş esnemeye başlamanın nedeni budur ya da sabahlaman gerektiğinde bir süre sonra göz kapaklarını iyice ağırlaşması tümüyle melatoninin etkisiyle ilgili. Sabah güneş doğduğunda ortaya çıkan ışık melotonin salgılanmasını sona erdirir ve kendiliğimizden uyanırız. Özellikle de uyumadan önce bakılan telefon ve tablet ekranları. Bu cihazların ekranlarından çıkan ışık kısa dalga boyuna sahip olduğundan mavi ışık maruziyeti oluşur ve bu durum melatonin seviyesini olumsuz etkileyerek kalitesiz bir uykuya neden olur.
Sayfa 348Kitabı okudu
Reklam
Şu kopan fırtına...
26 Ağustos 1922 Soğuk Afyon gecesinin sessizliğini Mustafa Kemal Paşa'nın kendinden ve ordusundan emin sesi bozar; "Allah Türk milletini ve ordusunu sıyanet edecektir!" Saat 04:30'a doğru muharebe idare yerine önce Başkomutan flaması dikilir. Ardından onun etrafını ordu ve kolordu flamaları çevirir. Saat 05:00'te Başkomutan tarassut dürbününün başına geçer. Ve sakin, soğuk Afyon tepeleri o anda sarsılmaya başlar. 15. Tümen cephesinden 150 mm'lik bir obüs seher sessizliğini bozar! Trikupis'i günlerdir uykusuz bırakan, bir milletinse hasretle beklediği fırtına kopmaktadır. Bu kopan fırtına, Türk ordusudur..!* *Yahya Kemal Beyatlı'nın 26 Ağustos 1922 adlı dörtlüğünden alınmıştır.
Sayfa 210Kitabı okudu
Sabah 04.00 ile öğleden sonra saat 16.00 arasında nehirlerden zararlı bilgi akar ve o saatler arasında nehirden su alınmaması gerekir.
Ata’mın sinefillik şaka mı?!
1933 yılının kış ve bahar mevsimleri Gazi'nin Köşk'te en fazla sayıda film seyrettiği dönem oldu. Özellik Mart ve Nisan aylarında mesaisinden arta kalan zamanlarında gecelerini film seyrederek geçirdi. Köşk'ün kayıtlarına göre Gazi, Mart ayının sekiz gecesini film seyrederek geçirdi: "02 Mart 1933 - Geceyi sinema seyretmekle geçirdiler. 04 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler: saat 02.30'da yattılar. 08 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 10 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 16 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 19 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 24 Mart 1933 - Gece film seyrettiler. 30 Mart 1933 - Gece film seyrettiler." Gazi, Mart ayı boyunca filmleri sadece Köşk'te seyretti, sinemaya gitmedi. Nisan ayında da aynı yoğunlukta film seyretti: "03 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 04 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 05 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 07 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler ve saat 04.00'da yattılar." 13 Nisan 1933 - Gece sinema seyrettiler ve saat 03.15'de yattılar." 21 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler ve 02.30'da yattılar. 23 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 27 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler.”
Sayfa 30 - Köşk’ün Beyaz PerdesindeKitabı okudu
Sos­yal demokratlar, Sovyetler'in gözünde batının Truva atı gibi icat ettiği bir şeydir. Ne tam Sosyalist, ne tam kapitalist. ikisi arasında, adeta oportünist bir akımdır.
Reklam
Yalnız bir opera
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın, ya da kıskandığın diyelim yani yaşamışlık sandığın Geçmişim dile dökülmeyenin tenhalığında kaçırılan bakışlarda gündeliğin başıboş
11 Eylül 1980 tarihini düştü ve şunları yazdı: " ... Ata, ite, puta yuh diye Atatürk heykeli önünde slogan attılar. 12 Eylül tarihini seçmekle ne kadar isabet ettiğimiz ortada..." Aşağıdan liderleri toplayacak ekiplerin geldiği haberi verildi. Komutan derin bir uykuya daldı. Yarın Türkiye için yeni bir GÜN başlayacaktı.
Sayfa 281Kitabı okudu
700 bin tirajlı Günaydın gazetesinin erken baskısında, 06 ANKARA FIKRALARI başlıklı, birinci sayfasındaki fıkra herkesi güldürüyordu: "Adama sormuşlar; Bil bakalım, bir sandal içinde Ecevit, Demirel, Türkeş ve Erbakan bulunuyor. Birden deniz kabarıyor ve fırtına başlıyor. Sandal batsa kim kurtulur? Adam hiç düşünmeden cevabı yapıştırmış: — Millet kurtulur." İşte bu da basının o günkü genel yaklaşımıydı.
Sayfa 279Kitabı okudu
Toplum tribünde seyirci, partiler de sahada oyuncu durumunda olursa, yalnızca partilerle politikacılar soyunup sahaya çıkar, halk da tribünlerde seyirci gibi kalırsa, demokrasi gerçeklik kazanmaz. Demokrasinin böyle sanıldığı, böyle uygulandığı bir ülkede siyaset giderek çirkin ve anlamsız bir oyuna dönüşür. Tıpkı Türkiye' de olduğu gibi...
Sayfa 262Kitabı okudu
187 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.