Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
aynaya karşı ben :)
Çok zekisin sen! Öyle güzel, öyle bilgili konuşuyorsun ki seni saatlerce dinleyebilirim!
Sayfa 348 - pdfKitabı okudu
*Oturup konuşsa saatlerce dinleyebilirim*
“Şöyle durup şeylere baksan... baksan diyorum, düşünmek, eleş­tirmek değil... dünya kesinkes çıldırmış gibi gözü­kecektir. Ve gerçekten de çıldırmış! Nasıl ki savaş ya da devrim dönemlerinde çıldırmışsa, normal ve barışçı dönemlerde de öylesine çıldırmış. Kötülük­ler, çılgınca kötülükler, çareleri de yine çılgınca. Çünkü tümümüz it gibi kudurmuşuz. Kaçıyor, kaçıyoruz. Ne'den? Bilmiyoruz. Milyonlarca önemsiz şeyden. Bir bozgun bu, panik. Ve geri çekilecek yer yok; tabii eğer kaskatı duruşan o başka. Eğer böyle davranabiliyor ve dengeni yitirmiyorsan, ve keşme­keş içinde sürüklenip gitmiyorsan, ayakta kalabilir­sin... ve hareket edebilirsin.”
Reklam
Lütfettin ya
"Paedyn, saatlerce konuşmanı dinleyebilirim fakat illa ki meyvelerden bahsedeceksen en azından ikimizin de sevdiği bir meyve seç." "Gayet makul. Portakallara ne dersin?" Yüzünü buruşturdu. "Posalı meyveleri sevmiyorum." "Peki. Muz?" "Dokusundan hoşlanmıyorum." "Senin sevdiğin bir meyve var mı?Tanıdığım en mızmız prens sensin." "Tanıdığın iki prensten biriyim ve inan bana, Kitt'in de benden aşağı kalır yanı yoktur." "Hâlâ tiksinti verici bulmadığın bir meyve ismi vermeni bekliyorum." "Çilek." "Çileğe bayılırım." "Ben de çileği tiksinti verici bulmam." "Güzel." "Güzel."
Sayfa 380 - Kai-PaeKitabı okudu
Tepesinde bir kulenin Huşu dolu sesiyle çanın Karışınca uğultusu fırtınanın, Saatlerce dinleyebilirim.
Saatlerce, hatta günlerce de okusa hep böyle dinleyebilirim, ne açlık duyarım , ne uykusuzluk. Keşke böyle sık sık okusa da doya doya dinlesem.
Sayfa 140
sahi neden hep dinleyen taraf idim? ...
Ben hep birilerini dinliyorum, efendim. Yeterince sabretmiyorsun dinlerken. Saatlerce dinleyebilirim ben.
Reklam
Ya anlattığı hikayeler, hiçbir çaba göstermeden dudaklarından dökülen şiirler! Saatlerce dinleyebilirim ama benim tanıdığım kızdan öyle farklı ki.
Onlar, milletimizin karşısına, hep bir, "ilâh Atatürk" koymuşlardır. Bu çok yanlış bir uygulamadır. 21. yüzyılda, Atatürk konusunda, artık biz de, daha doğru, daha medenî ölçüler içerisinde düşünmek, yazmak, konuşmak mecburiyetindeyiz. Meselâ ben, bir kimsenin, akla, mantığa, müsbet ilimlere dayanarak, Atatürk'ü saatlerce tenkid etmesine katlanabilirim. Hatta o kişiyi zevkle dinleyebilirim. Ama aynı kimsenin, Atatürk'e birkaç kelimeyle hakâret etmesine tahammül edemem. Atatürk konusunda, devletimizin resmî görüşüne de kat'iyyen katılamam. Devletimiz "insan Atatürk" yerine, çok yanlış, çok lüzumsuz bir inatla, bize "ilâh Atatürk" dayatmasın da bulunduğu için, Atatürk'e devletimizin gözüyle bakamam. Beş-on mankafa, beş-on ruhsuz, köksüz, imansız dışında kimseye "ilâh Atatürk'ü" sevdiremeyiz, kabul ettiremeyiz! Bu yanlıştan, vazgeçmeliyiz.
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.