Moav Kralı Balak Balam'ı Çağırıyor
BÖLÜM 22 Say.22: 1 İsrailliler yollarına devam ederek Moav ovalarında, Şeria Irmağı'nın doğusunda, Eriha karşısında konakladılar. Say.22: 2 Sippor oğlu Balak İsrailliler'in Amorlular'a neler yaptığını duydu. Say.22: 3 İsrail halkı kalabalık olduğundan, Moavlılar onlardan korkarak yılgıya düştü. Say.22: 4 Midyan ileri gelenlerine,
Lütfen uzun olsa dahi okuyunuz. Bazı örnekler içinde manidar hisseler bırakır.
Hafız Münâvî’nin genç bir talebesi varmış. Kur’an’ı hıfz etmek için sabahlara kadar yatmaz, çalışır ve en az gecede bir hatim edermiş. Sabah olunca rengi solmuş, benzi sararmış bir halde hocasının karşısına gelir, zorlanarak dersini arz etmeye çalışırmış. Hocası talebesindeki bu hali görünce meraklanmış ve arkadaşlarından bu talebesinin halini
Sayfa 8 - Siyer yayınları
Reklam
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
Sabah Meleği
Kaderimizdeki büyük, sıkıntı verici olayların sonunun mutlu bitmesi karşısında insan yukarılarda bizi gözleyen sevgi dolu varlığın kim olduğunu büyümeye başladığı dönemde daha fazla merak ediyor.
Sayfa 82 - Judy MartinKitabı okudu
Vehb İbn-i Münebbih (rahimehullahu)'nun anlattığına göre peygamberlerden biri elli yıl Allah'a ibadet etmiş. Allah'ta ona; "Seni affettim!" diye bildirmiş. Peygamber de bu bildiriye karşı "Allah'ım! Hiçbir günah işlemedim ki, neyimi affediyorsun?" demiş. Bunun üzerine Allah boyun damarlarından birine hızlı atmasını emretmiş, Peygamber o gece uyuyamamış. Gün ağardığı zaman sabah meleği yanına gelince boyun damarlarının hızlı artışından ötürü çektipi rahatsızlıktan ona yakınmış. O zaman melek ona şöyle demiş; "Allah'ın sana diyor ki, elli senelik ibadetinin sevabı boyun damarlarından şikayet etmenin günahını bile karşılayamaz."
Sayfa 21 - ÇelikKitabı okuyor
İnleyen tanyeli dolandı durdu! Zindanın hıçkıran duvarlarında, Saatin atacağı artık son turdu, Saniyeler bile girmişti dara... Ey inleyen rüzgar! Bunlar hak mıdır? Bu kadar işkence müstahak mıdır? Nihayet o sabah kara gölgesi, Vuruverdi demir parmaklıkların, Ak duvarda kaydı siluetleri, Çaprazında üç kalaslı ranzamın... Anlamıştım dünyanın başka yerinde, Lanetli bir kızıllık başladi güne... Hücremizi süpürdük saat altıda, Saat yedi oldu her şey süt liman, İnfaz salonundaki koşuşturma da Doldurmuştu zindanı, dolarken zaman... Derken, soğuk nefesiyle girdi içeri, O kana susamış ölüm meleği..
Sayfa 57
Reklam
Geri14
49 öğeden 41 ile 49 arasındakiler gösteriliyor.