( Spoiler İçerir )
Herkese merhaba bugün birçoğumuzun aşina olduğu Kuyucaklı Yusuf romanının yorumuyla geldim. Sabahattin Ali'yi genelde Kürk Mantolu Madonna kitabıyla tanırız fakat ben bunun sosyal medyada isminden dolayı popülarite kazandığını düşünüyorum. Tabii ki çok güzel bir roman fakat diğer romanları da unutulmamalı fikrimce .
Bu kitap tek kelimeyle MÜKEMMEL.
Kitabın mükemmel olması size sadece bir karakter ile sayamayacağınız kadar çok şeyi anlatması. Normal bir karakter değil. Oblomov bu inanılmaz bir karakter. Edebiyata Oblomovculuk diye bir terim kazandırabilecek kadar etkili bir karakter.
Oblomovculuk en temel şekilde tembelliktir. Kitaptaki Oblomov karakterimizde inanılmaz üşengeç ve tembel bir karakter. Kendi çoraplarını giymeyi bilmeyecek kadar tembel.
Kitapta Oblomov karakterinin tembelliğinden kurtulacağını zannettiğiniz bir çok yer var ama bir türlü bunu başaramıyor. Öyle bir tembellik ki bu aşkından vazgeçebilecek kadar. Sevdiği kadını tembelliğinden dolayı üzemekten korkarak onu bırakacak kadar büyük bir tembellik.
Ana terimin tembellik olması da ayrı bir kalite göstergesi.
Kitabı okurken kendinizden bir parça bulacağınızdan eminim. Çünkü her insan belli konularda tembeldir. Tabi bu tembellik Oblomov abi ile yarışamaz:)
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,6bin okunma
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında Afrika hariç değil...
''Sözlerimin sonunu duymadığın zaman
Cümlelerimin sonunu duymadığın zaman
Değiştiriyorum son kelimelerimi
Değiştiriyorum sonumu.'' Sayfa 22
Başlamayan biter mi? Biten başlar mı? Ya da hangisi ilktir? Başlamak mı bitmek mi? Bitmeden bir başlagıç mümkün müdür?
Kimbilir ne zamandır kitaplığımda okunmadan kalmış.Elimi alınca oğlumun "Anne o kadar kitap okudum diyorsun bunu okumamışsın.Ben bile okudum." diyerek benimle dalga geçmesine neden olan kitap Kuyucaklı Yusuf..
Küçük yaşta anne babasını acı biçimde kaybedip kimsesiz kalan Yusuf'un kaymakamın evlatlığı olmasıyla başlayan hikayesi.O'nun hayatta aradıklarının ,hayata tutunmasının ve aşkı Muazzez'in romanı.
Sabahattin Ali yine öyle güzel anlatmış ki ülkemiz gerçeklerini.Edremit'in o zeytin bahçelerini anlattığı yerlerde çocukluğuma o zeytin ağaçlarının altında koştuğum günlere gittim.Zeytin silkeledim beraber,zeytinin boyadığı parlaklarımı gördüm yeniden.
Yusuf ve Muazzez'in suskunluklarında içlerinde kopan fırtınayı hissettim.Kalplerinde gizli gizli büyüttükleri aşkı okurken duygulandım.
Daha 15 yaşında bir kız çocuğunun "Abi beni kaça sattın?" Sorusunda bir anne bir kadın olarak canım acıdı.
O kadar gerçek ve o kadar bizden bir romandı.Bitmesin diye uğraştım nerdeyse.Keşke sonu böyle hüzünlü bitmeseydi ..
Bitince dedim ki iyi ki edebiyatımızdan Sabahattin Ali diye bi kalem geçmiş.Öldürülüp hayattan koparılmasa daha neler yazacaktı kimbilir.
Ben biraz geç kaldım belki ama siz vakit kaybetmeden okuyun, okumadıysanız..
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021175,1bin okunma
"Düşünce ve yazıda özgür olmak isterim, dünya davranışımızı yeterince sınırlıyor."
Wolfgang Van Goethe
______
Osman Şahin'in okuduğum ikinci kitabı oldu. İlki otobiyografik öğelerin ağırlıkta olduğu Kolları Bağlı Doğanlar kitabıydı. Selam Ateşleri- Ay Bazen Mavidir kitabında birbirine yer yer tema, konu veya ele alınan duygu
Sabahattin Ali'nin ilk eseri. Yaptığım araştırmada yazar, 1931'de Aydın'daki cezaevinde yatarken tanıştığı Yusuf'un yaşadıklarından yola çıkılarak bu eseri kaleme almış . 1931-1932 yılları arasında tamamlandığı düşünülen eser, üç cilt olarak tasarlanmış ancak tek cilt olarak yazılmış.
Roman Aydın'ın Nazilli ilçesine yakın
SAİT FAİK :İNSANI VE ÇEVRESİNİ GÖZLEMLEMEK İÇİN DÜNYAYA GELMİŞ BİR ADAM
Yeditepe İstanbul diye bir dizi vardı 2000 yılında TRT1’de , orada Yusuf diye bir karakter vardı ve bir keresinde şöyle demişti, “35 yaşındayım, hiçbir şey yaşamadım ki ortasında olayım hayatın” Bugün ben de 35 yaşındayım ve ilk defa Sait Faik okudum, ama ne büyük ihmal !!