Zulmün her türlüsü
Kötü kardeşler
Hiçbiri İnsana göre değil
Ağaç dikmek sabahları uyanmak iyi
İyi hayvanlara bakmak çiçekleri sulamak
Rahatsalar uyuyan insanların soluğunu dinlemek iyi
İyi hürlüğü düşünmek
Yaşamak onun için
Bütün gün çalışmak onun için iyi
Bütün çocukların uyuyuşu uyanışı iyi
Zulmün her türlüsü kötü.
Minaresiz şehir olur mu?Vanda bir tek minare bile göremezsiniz.Camiler bile toprak dam.Sabahları sığır böğürtüleriyle uyanırsınız.Bir bölük sığırın arkasında çoban, Vanın en büyük caddesinden geçer. Van’da her sabah evin önünü bir kadının düşürdüğünü göreceksiniz.Bu neden
le caddeler tertemiz.Vanda da evler toprak yerler toprak.Damların üzerin
de koyun,keçi yavruların oynaştığını
gördüm.Van göle yedi buçuk kilomet
de uzaklıkta..Bir de Van’da çökmüş bir deve gibi duran Van Kalesi var.Van
Kalesi,Kraliçe Semiramisin kalesidir.
Bir efsanesi vardı
Van’da tek hareketli yer pazar yeri.
İnsan sayısında az.Vanda bir de Van
Kedisi var ama bu kedileri kıymet vermiyorlar nesli tükenmek üzere.Ama yinede her evde bir kedi var.Bu kedilerin gözlerinin biri mavi diğeri sarıdır.Vanlılar bu kedileri paraylada satmıyorlar.Her evde birer inek ve koyunlar var.Şehrin yarısından
çoğunu ekip biçiyor.Bir de Vanda
Van Üniversitesi var.
Homo sapiens sabahları bir canlıyı ödürebileceği bilgisi ile uyanan ilkel bir avcıydı eskiden.
Şimdiyse sabahları bir şey satın alabileceği bilgisi ile uyanıyordu yalnızca.
“Bu yaşta bu ne dert? dediler. Baktılar ama görmediler. Anlat dediler duydular belki ama dinlemediler. Bizim uyuyamadığımız gecelerin sabahları hiç aydın olmadı.”
...
Ne altın yıllar verdin hep
Biriki bronz kişi konabilseydi önüne
Ve ne altın yıllar daha çiledin
Artık yalnız değil adımların
Şimdi daha iyi doğuyor sabahları
Horantası bir hayli arttı güneşin
Kişinin güzelliği ağa ustalarına göredir
Senin köylün olayım
O uzak iklimleri erişilmez beldeye
Bakabilemezdik senin götürmen olmasa
Şu küçücük kalpte
(Yaman halimiz helal ettirmezsek)
Nice hakkın yüklü.
The start of something beautiful - Porcupine Tree
Sabahları evinden, akşamları işyerinden ve girdiğin dükkanlardan çıkman; bindiğin arabalardan, otobüslerden inmen; geceden gündüze, gündüzden geceye varman; kıştan bahara, bahardan kısa ulaşman bu kederin de yok olup gideceğini göstermiyor mu?
İşte benim öyküm burada bitiyor. Bütün dertlerim sona erdi, artık evimdeyim. Sık sık sabahları uyku sersemi, Birtwick 'teki meyve bahçesinde, arkadaşlarımla birlikte elma ağaçlarının altında durduğum duygusuna kapılıyorum.