...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak
Sabahları işe gelirken serviste kitap okuyorum. Henüz servis arkadaşlarımın hiç birine örnek olmuş değilim. Bu sabah servisten indim kartımı okutup güvenlikten geçerken kapıdaki güvenlik görevlileri çok kalın kitaplar okuyorsunuz dedi :) Bu sefer öyle denk geldi dedim. Bize de kitap verseniz ama ince olsa dediler :) Ayrıca sürükleyici olacakmış. Çok hoşuma gitti. Şimdi benim onlara kitap seçip vermem gerek. Başlangıçlar önemli, ne okusalar sizce?
Sabahları uyanıp parıldayan güneşi gördüğümde, "Al işte, yine cenneti andıran bir gün ve yine insanlar bunu mahvedecekler" diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Siz hiç çocukken, sırf hayatta kalabilmek umuduyla nefesinizi tutma çalışması yaptınız mı? "Babam beni gömüp gittikten sonra üstümdeki toprakları atarak dışarı çıkabilirim belki," diyerek...
Böyle bir umuda tuttundunuz mu?
Her zaman derim, "zordur her dönemde kadın olmak," diye. Eseri okuduktan sonra anladım ki en çok o
Sabahları uyanıp parıldayan güneşi gördüğümde, "Al işte, yine cenneti andıran bir gün ve yine insanlar bunu mahvedecekler" diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.