Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
küfran
o rahvan atları anlaşılır kılan sabahlarda göğsü kasvet sayrılarıyla çarpışıp delişmen çocuklarını azdırırken dünya şehrin çarşılarından esen telaş hıçkırıklarla akşamı karşılayan bir aldanış gibi babamın incinmiş sesine çökerdi. yatağına ilk kez akan bir nehrin hırçınlığıyla karın kapadığı rayları temizleyendi babam. bir nasihatin başlangıcındaki
Victor Hugo'nun Türkçeye çevrilmeyen şiir kitabından çevrilmiş birkaç şiirden bir tanesi: MAHOMET Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu
Reklam
Evvel selam sonra kelam düsturunca diyorum ki; İnsan bir nar gibi olmalı.Cevherlerini toplu bulundurmalı.Ortalığa döküp saçmamalı. Kendi kendine kabuğunu kırmamalı. Kabuğunu kırmamasında 'kabuğunu kırması' saklı. Narı yemek o lezziz nimete kavuşmak isteyen nasıl ki belli bir gayrete giriyor ise insandan insana yol alırken de durum böyle
Bir tren garında ölen Rus edebiyatının dev ismi Tolstoy’un hayatı Sorgulatacak Ders Niteliğinde 17 Sözü: 1. Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar. 2. Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın. 3.
Sabır ve şükür edenlerden oluruz inşa'Allah .
Ne karınca zayıf olduğu için aç kalır, ne de aslan pençesinin gücüyle karnını doyurur * Rızık Allah'a aittir Kimine az kimine çok verir * Ama ikisini de imtihan eder. Az verdiğinden sabır, çok verdiğinden şükür ister * İnsan niyetle nasip arasında ince bir çizgide yaşar. ~Alıntı
Onca şey yazıyorsun, düşünüyorsun, gözyaşı döküyorsun. 'Paylaşayım mı?' sorusu karşısında hep bir duraklamaya uğruyorsun. Yazmak yormuyor, korkutmuyor da insanı, yazdıktan sonra gelebilecek bazı yorumlar korkutuyor. Günümüzde görülen yanlış hâlleri dökecek oluyorsun fakat daha önce çok yerde gördüğün 'İnsanları artık bir rahat bırakın'dan tut, 'Onlara gelene kadar daha ne sorunlar var', 'Bunlara ses çıkardığın kadar şunlara çıkarmazsın'ın iticiliğinden tut, 'Çözümün var mı, o zaman sus'tan, son zamanlarda sıklıkla yerli yersiz kullanılan ve bazen söylerken özentiden, haz duymaktan öteye gidemeyen 'duyar' sözcüğünü görüyorsun. Sonra gelebilecek olan bu yorumlar karşısında kalp kırmaktan, kendini anlatamamaktan korkuyor ve yoruluyorsun. İhtimâller, ihtimâller, ihtimâller... Zihni ne çok yoruyor. Başkasında görünce ben yoruluyorum, tahammülde zorlanıyorum ama sabır gösteriyorum. İnsan içindekileri, dert edindiği şeyleri de yazamayacaksa yazmak ne için var? İşin tuhaf tarafı senin yazdığına, bir yazar yüzyıl önce yazdığı kitabında yer veriyor. Senin bugün edindiğin fakat aslında çağlardan beri süregelen dertleri, okuduğun kitaptaki yazar söyleyince sorun olmuyor. Sen onu alıp paylaşıyorsun ama bugün biri profilinde paylaşınca derdini durum başka oluyor. Soruyorsun, o vakit kitapları da kaldıralım mı, diye. Buraya kadar yazdım, bundan sonrası için yine başa dönüyorum. Yazıp yazıp silmek...
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.