Sevgili dostum, işin gerçeği şu : Bunların hepsi birer sabit fikir. Kendinizi bugün bir biçimde, yarın başka bir biçimde sabitleyip duruyorsunuz.
Herkese göre evrendeki tek sabit nokta kendisidir. Eğer bir insan bir fikir için ölürse, bunun nedeni fikrin onun fikri olmasından, onun hayatı olmasındandır.
Reklam
Her insanın kendine bile itiraf etmekten hicap duyacağı gizli mi gizli eğilimleri, arzuları olabilir. Bunlar kuvveden fiile çıkmadığı sürece zararsızdır. Meğer ki sabit fikir, saplantı, bunalım haline dönüşmesin.
Bize denilecek ki, "Tanrı insanı akıllı yarattı. Ancak onu her şeyi bilir olarak yaratmadı". Bundan şu sonuç çıkar: Tanrı insana tanrıların içyüzünü anlayacak ölçüde geniş yetiler vermedi. Bu durumda sabit olur ki, Tanrı insanlar tarafından ne bilindi, ne de bunu istedi. İş böyle olunca, bu yaratılışları yüzünden tanrıların içeriği hakkında bir fikir edinmek ola­naksızlığı içindeki yaratıklara kızmaya, gücenmeye, Tanrı'nın ne hakkı vardır! Kişisel yaratılışı gereği olarak bilemediği, tanıyamayacağı bir şeyi bilemediğinden, tanımadığından dolayı, bir tanrıtanımazı, yani bir Tanrı'nın varlığını kabul etmeyen kimseyi cezalandırmış olsaydı, Tanrı hiç kuşkusuz zorbaların en haksızı ve en tuhafı olurdu.
“Kendine tapmayan kişi daha doğmamıştır. Yaşayan her şey kendisini çok sever; hayatın derinlikleriyle yüzeyini kasıp kavuran dehşet başka türlü nereden gelirdi ki? Herkese göre evrendeki tek sabit nokta kendisidir. Eğer bir insan bir fikir için ölürse, bunun nedeni fikrin onun fikri olmasından, onun hayatı olmasındandır.”
Sayfa 69 - Metis yayınlarıKitabı okudu
"Yaşayan her şey kendini çok sever. Hayatın derinlikleriyle yüzeyini kasıp kavuran dehşet başka türlü nereden gelirdi ki? Herkese göre evrendeki tek sabit nokta kendisidir. Eğer bir insan bir fikir için ölürse bunun nedeni fikrin onun fikri olmasından, onun hayatı olmasındandır."
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.