Ruhumda gizli bir emel mi arar
Gözlerime bakıp dalan gözlerin?
Aklıma gelmedik bilmece sorar
Beni hülyalara salan gözlerin!
Nigâhın gönlüme - ey perî - peyker! -
Leyâl-i hasretin hüznünü döker;
Karanlıklar gibi yığılır çöker
İçimde yer edip kalan gözlerin!
Huzûrunda bâzen benliğim erir,
Tavrın hulûsumdan şübhe gösterir.
Bâzen de ne olmaz ümidler verir
Sabr ü karârımı alan gözlerin!
Gamzende zâhir, ey ömrümün vârı! .
Füsûn-ı hüsnünün bütün esrârı.
Neşr eder âleme reng-i bahârı
Koyu menekşeye çalan gözlerin!
Rıza Tevfik Bölükbaşı Sihirdir, şüphesiz, bütün bu şeyler;
Bakışın zihnimi perişan eyler.
Bana aşk elinden efsane söyler,
Aşka inanmayan yalan gözlerin!
Sefil kaldım iki gözünün içindeki acizim
Bir çâre yim artık bir yürek kaldım bir dert hüzünüm
Uzak kaldım gönlüne susuz kaldım köz
Sensiz kaldım yardan ayrı düşkün
Sabìr kaldım yüzünde hasret vardı közümde
Dünyaya körüm artık dayanaksız yürüyemez saldın
Nefes al dersin bülbül nefessiz kaldım
Toprak attın yüreğime sümbülsüz hâr
Yâr gülmek haram
Nakkaş ettiğin gözlerde
Söz söylemek bize düşkün
Acıma bana
Ateş saldığın kalbimi kapama tütmesin
Dumanım rüzgarla buluşsun yansın
Küllerimden semana yağsın
Nezâket ile deldin sînemi sûzen misin kafir
Harâb ettin ten-i bî-mârımı düşmen misin kafir
Göründün câme-i gülgân ile ettin beni dil-hûn
Yine bir al ile iğfal eden vay sen misin kâfir
Nedir bu parlayış gökten mi indin ay mısın yoksa
Nedir bu pembe ruhlar gül müsün Gülşen misin kâfir
Nedir bu sahte iffet, sahte ülfet, sahte istiğnâ
Selânik`ten
Hâlimi cânânıma arz eylesem şekvâ çıkar
Etmesem sabr u tahammül etsem istiğnâ çıkar.
Ah ne müsşkil derd imiş dilde muhabbet saklamak
Söylesem diğer, sükût etsem diğer ma'nâ çıkar.
Bir hakîkî iltifâtın görmedim görsem bile
Rûz ise âsâr-ı hülyâ, șeb ise rü'yâ çikar.
Ben ne rütbe ağlasam, olsam taleb-kâr-ı visâl
Merhametsiz kâfirin ağzından ancak lâ çıkar.
Kabre girsem de kalr 'aşkın benimle pâyidâr
Ya'ni ben ölmekle benden sanma bu sevdâ çıkar.
İşve-kârım tıfl-ı nev-resken tanırdım ben seni
Der idim șu penbe ten bir șûh-ı müstesnâ çıkar.
Zübdedir âsâr-ı kilk-i zî fünûnum FENNİYÂ
Şerh olunsa türlü türlü nükte vü îmâ çıkar.
"Neylesin FENNÎ Felâtûn olsa temkinin bozar
"Çünkü bezm-i hününe 'âkıl giren șeydâ çıkar