Saçlarının tarağın dişleri arasında düzene girmesi hoşuna gitmişti. Keşke hayatında da bir tarak bulsaydı da, arap saçına dönmüş hayatının üzerinde gezdirip onu bir şekle sokabilseydi! Kördüğüm olmuş yerleri de bir makas darbesiyle kestirip atabilseydi! Hayat insan saçı gibi değildi. Öyle kesip atılamıyordu bir kenara.
NEDEN insan helalini, yanındaki eşini, kendi seçmiş olduğu hayat arkadaşını, yarım bırakır eksik bırakır ki ilk başlarda kalp ritmini hızlandırırken şimdi neden durması için elinden geleni yapıyor. Yazık değil mi? hayallerini mahvediyorlar veya neden ona bakmayı bırakır da yabancı gibi davranır elin karısına kızına gelince dört dörtlük insan
Reklam
Huzurlu bir ortamda yetişen ve fırtınalı bir yaşamı düşleyen marjinal adamın temsilcisi Mirabeau için sefahat; tüm yaşamı sürekli olarak sarmalayan her şeyin ya da daha doğrusu bilinmeyen bir güçle, bir canavarla çatışmanın ifadesiydi. Önceleri canavar ürkütürdü, onu boynuzlarından yakalamak gerekirdi, bu da büyük yorgunluklara yol açardı; doğa
Selamı Şahin' in dediği gibi alışmak sevmekten daha zor .
Başka hiçbir kadının rengini, sesini, yakınlığını, hararetini, gülüş, konuşma ve susuşunu beğenemeyecek kadar ona alışmıştı. Onun vücudunun hararetine, onun teninin kokusuna, onun odasının hususiyetlerine, onun esvaplarına, onun rujunun rengine, onun saçlarının dalgalanışına, kendisine kahvesini uzatırken, parmaklarının tuttuğu şekle alışmıştı. Celile, onun için artık kendisinden ayrılmasına imkân olmayan bir varlık oluvermişti.
Bir mektup, Narya'nın annesine : Kızıma yüzden fazla mektup yazmama rağmen yine de bir mektuba nasıl başlanıyor, bilmiyorum. Sevgili Narya, bugünkü mektubu annene, annenin hiç görmediğim kirpiklerine armağan ediyorum. Seni daha tanımadan sana sevgilim diyerek hitap etmek istiyorum. Sevgilim, hitap şeklim hoşuna gitmemişse, af buyur. Ama yıllarca seni bekledim. Yıllarca seni düşündüm. Bazen de seni uzak bir yerlerde, kalbimin üzerinde hayal ettim. Hayallerimin çoğunda kendimi seninle baş başa, uzak bir yerlerde, karşılıklı gülümseyerek buluyorum. Bazen de karşılıklı otururken kendimi sana şiirler okurken buluyorum. Okudukça gözbebeklerine yayılan sonsuz tebessümünün sonsuz mutluluğuma karıştığını hissediyorum. Daha doğrusu görüyorum. Bazen de sana kızımızdan bahsediyorum. Bahsettikçe kızım gibi gülümsemeye başlıyorsun. Kızıma yazdığım şiirleri ve mektupları okuyunca da kirpiklerinin çiçek açtığını görüyorum. Bazen de sadece gelmeni istiyorum. Seni tanımak ; kirpik uçlarını ve saçlarını dudaklarımla okşamak istiyorum. Bazı günler de yalnız olduğumu hissediyorum. O günlerde de sana sarılmak, yıllaca dizinde uyumak istiyorum. En çokta neyi seviyorum, biliyor musun ? Bir gün kızımın annesi olacaksın ve bu duruma ziyadesiyle mutlu oluyorum. Selametle sevgilim, seni çok seviyorum ❤️ Uğur Güner
224 syf.
·
Puan vermedi
Tanpınar'ın Modernizm Karşısındaki Temkinli Duruşu: Beş Şehir
Tarafımdan oluşturulmuş bu yorumun tüm hakları kitapyurdu.com'a aittir. 20. yüzyılın ilk yıllarında doğan Ahmet Hamdi Tanpınar, şair, yazar, edebiyat tarihçisi, akademisyen ve siyasetçidir. Kadı olan babasının görevi nedeniyle çocukluk ve ilk gençlik yıllarını çok farklı şehirlerde geçirmiştir. Tanpınar'ın yaşamının ilk yıllarında
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,6bin okunma
Reklam
376 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.