Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kâinat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller elde kazandım nefretini fahişelerin lanet ediyor bana bakireler de. Sözlerim var köprüleri
Sayfa 231 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
VADİNİN EN ZENGİN İNSANI Bir zamanlar uzak ülkelerden birisinde, verimli toprakların bulunduğu bir vadide Şeka adında kibirli bir adam yaşardı. Uçsuz bucaksız topraklarında at sırtında gezip sahip olduklarıyla gururlanmayı seven, çok cimri bir adamdı bu. Bir gün yine atıyla gezerken Salih adında ortakçı bir köylüyle karşılaştı. Salih, büyük bir
Reklam
İlginç :)
Ben birini çok sevdim mi, adını kimseye söylemem. Bir parçasını bir başkasına vermek gibi gelir bana. Gizliliği sever oldum. Bugünkü yaşayışımızı bize gizemli, büyülü gösterebilecek bir şey varsa o da budur gibi geliyor bana. En basbayağı bir şey bile gizlenince güzelleşir. Ben şehirden ayrılırken nereye gittiğimi bizimkilere söylemiyorum. Söylersem zevki kaçar. Saçma bir alışkanlık, onu biliyorum ama, nedense insanın yaşayışına hayli şiir katıyor gibi geliyor. Sen şimdi bana deli diyorsun değil mi?
''Romanlar ne işe yarar?'' sorusuna cevap arayanlara;
Neye yararlar, öyle mi? İkiyüzlü, ahlaksız insanlar sizi, bu saçma sapan soruyu ancak siz sorarsınız zaten. Romanlar sizi olduğunuz gibi resmetmeye yarar; sonuçlarından korktuğunuz için sanatçının fırçasından kaçmak isteyen kibirli insanlar. Hani kendimi ifade etmem mümkünse, roman her çağın adetlerinin tablosu olduğundan, insanı tanımak isteyen filozof için tarih kadar aslidir; zira tarihçinin fırçası ancak kendini gösterdiği gibi resmeder ama o zaman gerçekten kendisi değildir: İhtiras ve kibir onun yüzünü öyle bir maskeyle örter ki bize sunduğu insan değil sadece bu iki tutkudur. Romanın fırçası ise, aksine, onun iç hakikatini kavrar, onu maskeyi çıkardığı zaman yakalar ve çok daha ilginç olan nihai taslak aynı zamanda çok daha gerçektir; işte romanların faydası. Onları sevmeyen siz soğuk sansürcüler, "Neden portre yapılıyor ki?" diyen kötürümlere benziyorsunuz.
Sayfa 35 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
İlginç ve saçma...
"Kadın olsan yine hukuk okur muydun?" dedim. Josh başını kaldırmadı. "Kadın olsam hukuk okumak istemezdim." "Ama seni tanıdığımdan beri hukuktan başka laf etmedin," dedim. "Hayalin o, öyle değil mi?" "Evet, hayalim," dedi. "Ama kadın olsam öyle bir hayalim olmazdı. Kadınların yapısı farklı. Bu tür tutkuları yok. Çocuklara yönelik tutkuları var."
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Reklam
187 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.