Anlatmak yazmak istediğim okadar çok şey varki. Saatlerdir yazıp yazıp siliyorum, ya yazmaktan korkuyorum artık yada anlatacaklarım kelimelere sığmıyor. Bildiğim anladığım tek şey var artık. Korkuyorum yaşamaktan değil veya ölmekten değil korkum, korkum bambaşka şey içimde kopan fırtına nedir onu da bilmiyorum şuan bu satırlarda bilinçsizce
27 Yaşında Kanserden Hayatını Kaybeden Kadının (Holly) Son Mektubu
“26 yaşındayken öleceğinizi kabullenmek çok zor. Bu yaşa kadar ölümü hep görmezden gelmişsinizdir. Ancak vaktiniz giderek azalır. Yaşlandığımı hayal ederdim hep. Yüzümün buruştuğunu ve saçlarımızın beyazladığını… Hayatımı birleştirdiğim kişiyle beraber çocuklarımızın büyüyüşünü izlediğimi hayal ederdim. O kadar güzel hayallerdi ki şimdi
Reklam
Kitap okuma sayısını kafaya çok takan okurlara bir anlam veremiyorum. Mesele çok kitap okumak değil, doğru kitapları okuyabilmek ve idrak edebilmek. Ayda x kitap okumuş, hepsi neredeyse çöp. Saçma sapan kitaplar ve saçma sapan yazarlar türedi. Bu konuda kendimi ön yargılı hissetsem de yazmak zorundayım. Peyami Safa, Sabahattin Ali gibi değerler gitti, yerine paçavra yığını kitaplar ve tuhaf yazarları geldi. Necip Fazıl Kısakürek, Edip Cansever, Nazım Hİkmet şiirleri gitti, seni seviyorumdan öteye gitmeyenler geldi. Bu durum edebiyat dünyamız için son derece can sıkıcı.
Hiçbir şey okumaya engel değildir!
SAMATYALI "KÖR KİTAPÇI" DEVRİM TARIM'IN ÖYKÜSÜ Kör bir kitapçı. Eskişehir’in ücra bir köyünde başlayan hayat, onu İstanbul’da Samatya’nın ortasındaki küçük kitapçıya kadar getirmiş. Kapısının önünde 5 dilde “kitapçı” yazıyor. Ermenice, Kürtçe, Rumca, İngilizce, Türkçe. İçinde gözleriyle hiç okumadığı ama ruhuyla ezberlediği 1500 kitap
Farid Farjad paylaşmışken minik bir anımı paylaşmak geldi içimden. Üniversite de son virajı dönemeye az bi zaman kalmış. Ben sırtımda kemanım ortalıkta dolaşıyorum, kursa gideceğim tabi okul kapısından çıkarken üzerimde garip bakışlar hissediyorum. Neden olduğunu anlamak zor değil İlahiyat Fakültesi'nden elinde arapça cüsseli bir kitap ve kemanı ile çıkan tesettürlü bir kız. Bana değen gözlerin sahiplerine göre bu görüntü abes. Hatta sonradan konuşup öğrenince bir İlahiyat öğrencisinin Kur'an ve din dışında birşeyle meşgul olabileceğini düşünmediklerini de itiraf ediyorlar. Hâlâ bugün müzik, edebiyat, siyaset ve yabancı dil gibi farklı alanlarla ilgilenmem insanlara tuhaf geliyor. Bazılarına yapmacık ve gösteriş gibi gelirken, bazılarına saçma (!) geliyor... Komedi mi trajedi mi desem bilemedim...
Dostoyevski'nin İdam Konusundaki Düşünceleri
İdam cezasına çarptırılan ve giyotin tezgahında son anda affedilip Sibirya'ya sürgüne gönderilen Fyodor Mihailoviç Dostoyevski'nin kaleminden: - "Suçlu; akıllı, cesur ve güçlü, Legro adında yaşlı biriydi. İster inanın, ister inanmayın idam sehpasına çıktı, ağladı; kağıt gibi bembeyaz olmuştu. Olur mu bu? Ne korkunç! İnsan korkudan ağlar
Reklam
89 öğeden 191 ile 89 arasındakiler gösteriliyor.